UPANİŞADLAR
İnsanlığın en eski felsefe eserleri.
4000 yıl önce, Hindistan.
3000 yıl önce yazılan
11.Upanişad’ın 7. bölümünden
süzülüm:
-Bana öğretin, lütfen.
-Ne bildiğini söyle ki
söz edeyim ötesinden.
-Çok okudum ama kederliyim,
aşmama yardım edin.
Kendini bilen, Benliği bilen,
kurtulurmuş kederden.
-Okuduğun her şey isim yalnızca.
İsimde yoğunlaşan Brahman
isim kadar uzanır öteye.
-Daha iyi şey var mıdır peki?
-Söz.
Zihin.
İrade.
-Daha iyisi?
-Farkındalık.
-Dahası?
-Derin düşünmek.
-İyisi? Lütfen.
-Anlamak iyidir düşünmekten.
-Daha iyisi?
-Güç. Bir güçlü sarsar yüz anlayanı.
-Var mıdır güçten iyisi?
-Yiyecek. Güç gider on gün yenmezse.
-Yiyecekten iyisi?
-Su. Daha iyisi: Ateş.
Hava ile buluşan ateş
ısıtır mekânı.
Ve kendini gösterdikten sonra
suya yol açar.
Ateşte yoğunlaşan Brahman
ışık dolar -kurtulup karanlıktan.
-Var mıdır ateşten iyisi?
-Uzay.
Güneş, ay, yıldırım, ateş onda.
Brahman olarak uzayda yoğunlaşan
ışık âlemi edinir –uzak, geniş.
-Var mıdır iyisi uzaydan?
-Bellek. Anlayamaz hatırlamayan.
Onunla tanırız çocuğumuzu.
Bellek üstünde yoğunlaş.
-Daha iyisi?
-Umut. Ancak umutla
istenebilir bu dünya, öte dünya.
Umudu düşünen Brahman
umut kadar uzanır öteye.
-Var mıdır umuttan iyisi?
-Ruh. Öte yandan, ancak
doğruları fark edip konuşan
üstün gelebilir.
-Doğrularla erişebilir miyim yetkinliğe?
-Önce iste.
-İstiyorum, efendim.
-Ancak anlayabilen
söz edebilir doğrulardan.
Ama önce istemeli.
-İstiyorum, usta, gerçekten.
-Ancak düşünen anlar.
Düşünmeyi anlamayı istemek gerek.
İnanınca düşünebilir insan.
İnancı anlamak için istek gerek.
-İstiyorum, usta.
-Bir kılavuza bağlanan inanır ancak.
Bu bağı anlamayı istemeliyiz.
-İstiyorum.
-Duyuları denetleyip yoğunlaşmakla
bağ oluşur ancak.
Bu eylemi anlamayı istemeliyiz.
-İstiyorum, ustam.
-Ancak sevinçle eyler insan.
Sevinci anlamayı istemeliyiz.
Sonsuzluk sevinçtir.
Sonluda sevinç olmaz.
Sonsuzluğu anlamayı istemeliyiz.
--İstiyorum, efendim.
-Sonsuz ölümsüz, sonlu ölümlüdür.
-Nerededir sonsuzluk?
-Kendi şanında –bile değil.
Kendinden başka şeyde olamaz.
Aşağı, yukarı, arka, önce, sağ, sol…
Hepsidir. Şimdi de
Sonsuzluğa Ben ile bakalım:
Aşağıda, yukarıda, hepsindeyim,
hepsiyim.
Sonsuzluğa Benlik açısından bakınca:
Benlik. Kendilik.
Aşağı, yukarı, arka, önce…
Benlik hepsidir.
Benliğinden kıvanç duyan
egemen olur: Kendini yönetir.
Bütün âlemlerde efendi, usta.
Başka türlü düşünen
başka efendi bulur,
eylem özgürlüğü olmadan.
Saf beslenen saf düşünür. Ve
ancak saf zihinle gevşer
inanç bağlarımız.
http://www.birgun.net/writer_2008_index.php?category_code=1187091474&news_code=1226360743&year=2008&month=11&day=11
4000 yıl önce, Hindistan.
3000 yıl önce yazılan
11.Upanişad’ın 7. bölümünden
süzülüm:
-Bana öğretin, lütfen.
-Ne bildiğini söyle ki
söz edeyim ötesinden.
-Çok okudum ama kederliyim,
aşmama yardım edin.
Kendini bilen, Benliği bilen,
kurtulurmuş kederden.
-Okuduğun her şey isim yalnızca.
İsimde yoğunlaşan Brahman
isim kadar uzanır öteye.
-Daha iyi şey var mıdır peki?
-Söz.
Zihin.
İrade.
-Daha iyisi?
-Farkındalık.
-Dahası?
-Derin düşünmek.
-İyisi? Lütfen.
-Anlamak iyidir düşünmekten.
-Daha iyisi?
-Güç. Bir güçlü sarsar yüz anlayanı.
-Var mıdır güçten iyisi?
-Yiyecek. Güç gider on gün yenmezse.
-Yiyecekten iyisi?
-Su. Daha iyisi: Ateş.
Hava ile buluşan ateş
ısıtır mekânı.
Ve kendini gösterdikten sonra
suya yol açar.
Ateşte yoğunlaşan Brahman
ışık dolar -kurtulup karanlıktan.
-Var mıdır ateşten iyisi?
-Uzay.
Güneş, ay, yıldırım, ateş onda.
Brahman olarak uzayda yoğunlaşan
ışık âlemi edinir –uzak, geniş.
-Var mıdır iyisi uzaydan?
-Bellek. Anlayamaz hatırlamayan.
Onunla tanırız çocuğumuzu.
Bellek üstünde yoğunlaş.
-Daha iyisi?
-Umut. Ancak umutla
istenebilir bu dünya, öte dünya.
Umudu düşünen Brahman
umut kadar uzanır öteye.
-Var mıdır umuttan iyisi?
-Ruh. Öte yandan, ancak
doğruları fark edip konuşan
üstün gelebilir.
-Doğrularla erişebilir miyim yetkinliğe?
-Önce iste.
-İstiyorum, efendim.
-Ancak anlayabilen
söz edebilir doğrulardan.
Ama önce istemeli.
-İstiyorum, usta, gerçekten.
-Ancak düşünen anlar.
Düşünmeyi anlamayı istemek gerek.
İnanınca düşünebilir insan.
İnancı anlamak için istek gerek.
-İstiyorum, usta.
-Bir kılavuza bağlanan inanır ancak.
Bu bağı anlamayı istemeliyiz.
-İstiyorum.
-Duyuları denetleyip yoğunlaşmakla
bağ oluşur ancak.
Bu eylemi anlamayı istemeliyiz.
-İstiyorum, ustam.
-Ancak sevinçle eyler insan.
Sevinci anlamayı istemeliyiz.
Sonsuzluk sevinçtir.
Sonluda sevinç olmaz.
Sonsuzluğu anlamayı istemeliyiz.
--İstiyorum, efendim.
-Sonsuz ölümsüz, sonlu ölümlüdür.
-Nerededir sonsuzluk?
-Kendi şanında –bile değil.
Kendinden başka şeyde olamaz.
Aşağı, yukarı, arka, önce, sağ, sol…
Hepsidir. Şimdi de
Sonsuzluğa Ben ile bakalım:
Aşağıda, yukarıda, hepsindeyim,
hepsiyim.
Sonsuzluğa Benlik açısından bakınca:
Benlik. Kendilik.
Aşağı, yukarı, arka, önce…
Benlik hepsidir.
Benliğinden kıvanç duyan
egemen olur: Kendini yönetir.
Bütün âlemlerde efendi, usta.
Başka türlü düşünen
başka efendi bulur,
eylem özgürlüğü olmadan.
Saf beslenen saf düşünür. Ve
ancak saf zihinle gevşer
inanç bağlarımız.
http://www.birgun.net/writer_2008_index.php?category_code=1187091474&news_code=1226360743&year=2008&month=11&day=11
zehni - 17. Mar, 18:19
Trackback URL:
https://yilmaz.twoday.net/stories/5589033/modTrackback