Yurtdışı seyahati dönüşünde, adam freeshop’ların önünden karısı, kızı ve sevgilisine aynı mesajı çekmiş: "Burada parfümler çok ucuz. İstediğin özel bir marka var mı?" Karısı 5 adet, kızı 2 adet en pahalı marka parfümlerden istemiş.
Sevgilisinden gelen mesaj ise kelimesi kelimesine şöyleymiş:
"Benim için en güzel parfüm senin kokun. Sen gel yeter..."
Peki kadınlar neden aldatır?
Bir kadının hem kocası hem de sevgilisi aynı anda yurtdışına çıkmış, ikisi de dönüşte freeshop’a uğramışlar.
Kocası karısına mesaj çekip "İstediğin özel bir marka parfüm var mı?" diye sormuş.
Sevgilisi ise arayıp; "Sana en sevdiğin kokudan aldım" demiş.
zehni - 23. Apr, 13:47
İhtiyar balıkçı, Karayibler´de 85 gün olta salladıktan
ve eve eli boş döndükten sonra bir gün iyice açılıp
´büyük balık´ı yakalar.
Lâkin kıyıya dönerken, yedeğine aldığı, teknesinden
yarım metre daha büyük olan bu kılıç, yol boyu kan
kokusuna gelen canavar köpekbalıklarınca didik didik
edilir. Bu korkunç mücadeleden elinde kala kala
dev balığın iskeleti kalmıştır.
Kan revan içinde, uykusuz ve bitkin sahile yanaşırken
´Beni adamakıllı yendiler... Hem de ne yeniş.´ diye
geçirir içinden. Sonra silkinir ve yüksek sesle şunu söyler:
´Yenilmedim aslında, belki biraz fazla açıldım, o kadar...´
Hayat yolculuğumuz da öyle değil midir?
Kimi için güzel bir kadındır ´büyük balık´, kimi için
zengin bir damat... İyi bir hayat... Hayırlı evlat...
Ya da müstakil ev, son model araba, sınırsız servet...
Kimi, ´büyük balık´ı hiç göremeden ölür. Kimi, bir kez
tuttu mu, bir daha açılmaz hiç... Onunla gömülür.
Kimi ise; yaşam denilen, şakaya gelmez deryanın dalgalarında
yalpalana yalpalana arar büyük balığı bir ömür boyu...
Açıldıkça bulma şansıyla birlikte artar, yitirme ihtimali...
Zor bulanlar, çabuk yitirir bazen...
Acımasızca yağmalanır ve sonuçta elde bir kılçıkla kalakalırlar.
Yenilgi değildir onlarınki aslında...
Olsa olsa biraz fazla açılmışlardır.
Can Dündar
zehni - 21. Apr, 15:05
Küçük Ali okula basladigindan beri her gün ögretmeni Aysel
hanima gidip,
- "Örtmenim beni yanlis sinifa koydunuz, benim
yerim birinci sinif degil, ablam üçüncü sinifta ama ben en az onun kadar
akilliyim, hiç olmazsa beni üçüncü sinifaalin" diye sikayet
edermis. Bundan sikilan Aysel ögretmen bir gün Ali'yi kaptigi gibi okul
müdürüne çikmis
ve olayi anlatmis. Okul müdürü:
-"Peki" demis, "Bu çocugu bir imtihan edelim,
yeri üçüncü
sinifsa o sinifa koyalim" ve baslamis sorgulamaya,
- Iki kere iki?
- Ali hemen"Dört" demis,
-"Sekiz kere dokuz?"
Ali hemen -"Yetmis iki" demis,
-"Kaç mevsim var?"
Ali hemen -"Dört" demis.
Bu sirada Aysel hocada
-"Müsaade ederseniz bir kaç soruda ben
sorayim" demis ve
sormus: -"Söyle bakalim Ali, ineklerde dört tane ama bende iki
tane var, bu nedir?" Ali hemen
-"Ayak" demis, Aysel hoca sormus
-"Peki senin pantolonunda olupta benim
pantolonumda olmayan sey nedir?" Ali hemen yanitlamis -"Cep".
Bunun üzerine Aysel hoca dönmüs müdüre,
-"Uçe koyalim hocam" diyecekken
Müdür, Aysel hocanin sözünü kesmis,
-"Hocam, bu çocugu üçe degil besinci sinifa
koyalim, zira son iki suale ben dogru cevap
veremedim"
zehni - 17. Apr, 14:17
Ne öv beni; ne söv bana, başıma kakma
Tanıyorsan orda dur, tanımıyorsan tanımaya kalkma!
* Seni düşünmeye başlamadan önce
Her zamanki gibi, uykumun bayrağını yarıya indirdim!
* Küçücük su -damla damla- koca kayayı eritiyor
Hayret! Kocaman güneş ancak bir damla suyu!
AHMET ÇUHACI
zehni - 13. Apr, 19:10