Türk Milleti I
Bizim, tarihte hiç bir şey icat etmemiş olduğumuzu söylemek hem ayıp hem günahtır. Biz az şey icat etmedik tarihte...
İstanbul'a ilk elektriği vaktiyle Satie Şirketi getirdi. Uzak semtlerde elektrik alan tek-tük evlere her ay tahsildar göndermeyi gereksiz bulduğu için, bu evlere birer kumbara koymuştu. Yirmi dört saatte bir kumbaraya, o devrin halk dilinde "manda gözü" denilen, nal kadar yirmi beşliği attın mı, elektrik kendiliğinden yanardı. Yılda birkaç kez de Satie Şirketi'nin adamları bu evleri dolaşarak kumbaraları açar, paraları alırdı.
İçerenköy'deki bir evin kumbarasından hiç bir şey çıkmıyordu. Şirket özel araştırmalarla evin elektrik kullandığını saptamıştı. Ancak kumbaraya hiç bir şey atmadan nasıl çalıştırıyordu elektriği, onu çözememişti. Sonunda ev sahibini şirkete çagırdılar: "Hileni bize açıkla, sana bedava elektrik verelim. Yalnız bu üstün buluş ortalığa yayılmasın" dediler. Ev sahibi gülümseyerek anlattı; gazoz şişelerinin kapaklarına su doldurarak bunları buzdolabında donduruyor, sonra da yuvarlak buzları yirmi beşlik niyetine elektrik kumbarasına atıyordu. Buzlar mekanizmayı çalıştırıyor, arkasından eriyip aktığı için, hiçbir iz bırakmıyordu.
Elektrik fiziğinde Edison'dan sonra en büyük ve en yararlı "keşif" böylece bize ait oluyordu. Satie Şirketi, bu büyük mucidi ödüllendirerek, ona elektriği bedava verdi ve kumbaraların yapısını değiştirdi.
...
"Çetin Altan, 1978, Zurnada Peşrev Olmaz" dan alınmıştır...
İstanbul'a ilk elektriği vaktiyle Satie Şirketi getirdi. Uzak semtlerde elektrik alan tek-tük evlere her ay tahsildar göndermeyi gereksiz bulduğu için, bu evlere birer kumbara koymuştu. Yirmi dört saatte bir kumbaraya, o devrin halk dilinde "manda gözü" denilen, nal kadar yirmi beşliği attın mı, elektrik kendiliğinden yanardı. Yılda birkaç kez de Satie Şirketi'nin adamları bu evleri dolaşarak kumbaraları açar, paraları alırdı.
İçerenköy'deki bir evin kumbarasından hiç bir şey çıkmıyordu. Şirket özel araştırmalarla evin elektrik kullandığını saptamıştı. Ancak kumbaraya hiç bir şey atmadan nasıl çalıştırıyordu elektriği, onu çözememişti. Sonunda ev sahibini şirkete çagırdılar: "Hileni bize açıkla, sana bedava elektrik verelim. Yalnız bu üstün buluş ortalığa yayılmasın" dediler. Ev sahibi gülümseyerek anlattı; gazoz şişelerinin kapaklarına su doldurarak bunları buzdolabında donduruyor, sonra da yuvarlak buzları yirmi beşlik niyetine elektrik kumbarasına atıyordu. Buzlar mekanizmayı çalıştırıyor, arkasından eriyip aktığı için, hiçbir iz bırakmıyordu.
Elektrik fiziğinde Edison'dan sonra en büyük ve en yararlı "keşif" böylece bize ait oluyordu. Satie Şirketi, bu büyük mucidi ödüllendirerek, ona elektriği bedava verdi ve kumbaraların yapısını değiştirdi.
...
"Çetin Altan, 1978, Zurnada Peşrev Olmaz" dan alınmıştır...
yilmaz - 20. Apr, 16:20
Trackback URL:
https://yilmaz.twoday.net/stories/642209/modTrackback