pen36 header icon36

ya$ayarak

Friday, 24. December 2004

IŞIĞA YÜRÜYENLERE

Bir gurup arıyla sineği bir şişeye koyuyorlar. Şişenin taban tarafını ışığa
doğru, açık olan ağız kısmını da karanlığa doğru yerleştiriyorlar. Arıların
hepsi ışık olan tarafa doğru üşüşüyorlar .
Ama şişenin tabanı cam ve onların da yabancısı olduğu bir madde olduğundan çıkmayı başaramıyorlar.
Bu arada sinekler, şişenin ağzına doluşuyorlar ve karanlıkta dışarı çıkıp kayboluyorlar.
Ağzı açık olan şişeden karanlık tarafa doğru tek bir arı bile gelmiyor.
Camın önünde ışığa doğru çabalarına devam ediyorlar.
İnsanın aklına hemen arıların akılsızca davrandıkları geliyor.
Ancak daha derinlemesine düşününce, karşımıza bir anıt gibi dikilen gerçek çok farklı oluyor.
Çok basit gelen bu deney beni oldukça düşündürdü.
Arıların ne kadar akıllı varlıklar olduğunu hepimiz biliyoruz.
Sinekler ise malum hayvanlar.
Arılar ne kadar temizse adı üstünde, sinekler de o kadar iğrençtirler.
Arılardan korkarız bizi sokarlar diye ama, sineklerden midemiz bulanır.
Evet, ışığa doğru yürüyenlerin önünde her zaman engeller olacaktır kuskusuz. Onlar, engellere rağmen ışıktan vazgeçmeyenlerdir.
Ne tür engel olursa olsun önlerinde, çabalarını sürdürenlerdir.Ve bu uğurda da gerektiğinde ölebilenlerdir.
Yürek, azim, sevgi, ilkeler, dürüstlüktür bunu yaptıran. Kendine saygı, yasadığı topluma saygıdır.
Sinekler, karanlıkta sıvışan kaçaklardır .
Karanlığa yürüyenlerdir.
Karanlık düşüncelerdir.
Şişenin ağzının karanlığa bakmasının onlarca hiç bir önemi yoktur . Sinsi, ilkesiz, yüreksiz, korkak varlıklardır.
SADECE Kendi yaşamları söz konusudur.
Nerede yemek varsa, nerede rahat yasayacaklarsa, nerede çok para kazanacaklarsa oraya giderler.
Onlar için karanlık olması önemli değildir açık ağızların.
Arıyı kovalamak isterseniz savaşır.
Engellere aldırmaz.
Amacı sadece ışığa ulaşmaktır. İğnesini sapladığında öleceğini bilerek savaşır. Ve değerleri için ölür.
Ama sinekler kaçarlar.Sonra yılışık yılışık tekrar dönerler
kovaladığınız yere. Yemeklerinize, kollarınızın üstüne tünerler.
Pis ayaklarıyla ezerler yaşadığımız her yeri.
Arılar yumurtalarını yalnızca kovanlarına bırakırlar.
Oysa sinekler her yere yumurtlar, her yerde ürerler.
Onlar için yumurtalarını bırakacakları yerin bile hiç önemi yoktur....
ENGELLERE RAĞMEN IŞIĞA YÜRÜYENLERE, IŞIĞA ULAŞMAK İÇİN
ÇABALAYANLARA, IŞIK SAÇANLARA SEVGİLER, SAYGILAR.......
-------------------------------------------
Girme şu alçakların hizmetine
Konma sinek gibi pislik üstüne
İki günde bir somun ye ne olur
Yüreğinin kanını iç de boyun eğme...
Ömer Hayyam

Thursday, 23. December 2004

Çin deyişi:

"Bir birimizi öldürmek için bu kadar uğraşıp durmaya ne gerek var, biraz sabretsek nasıl olsa kendi kendimize öleceğiz!"

Tuesday, 21. December 2004

Bir söz

En iyi, iyinin düşmanıdır

YENİ YIL MESAJLARINDAN ÖRNEKLER

• Şeker gibi tatlı, masal gibi güzel bir yıl diliyorum
• Bembeyaz yağan kar, ne yaşanmışsa yaşansın örter geçmişin hatalarını... Yeni bir gelecek sunar bize ve yeni bir başlangıç... Yeni yılınız kutlu olsun...
• Getirdiği mutluluğun tüm kötülükleri unutturacağı, başarıların tüm başarısızlıkları yok edeceği, güzelliklerin hayatını dolduracağı bir yıl dileğiyle.
• Bir yılı daha tüketmenin hüznü yerine, bir yıldan daha kurtulmuş olmanın sevincini yaşamayı tercih ediyoruz. Ne diyelim, gelen gideni aratmasın. İyi seneler.
• Görüyorum. Bu yıl yaşamında büyük değişikler olacak. Bol bol gezecek, okuyacak, film izleyecek, kendine vakit ayıracaksın. Not: Gönderen patronun, kovuldun.
• İşte sonunda buldum. Neyi mi? Sana gönderebileceğim dostluğumuzun, yeni yılda da devam edeceğini anlatabilecek sıcacık bir yeni yıl mesajını; Mutlu yıllar.
• Yaşamın kaynağı sevgi ise sevgi bir tutku, tutku bir amaç, amaç bir şeyleri birileriyle paylaşmaksa, paylaşmak dostluk, dostluk hatırlamaksa eğer hep aklımdasınız. Yeni yılda da dostluğumuzun daha da pekişmesi ve ebedi olması dileğimle daha nice mutlu yıllara.
• Sevgi bestesinin tınılarını yüreğinizde hissedeceğiniz, ümitlerinizin dostluklarla pekişeceği, gülücüklerinizin hiç bitmeyeceği, barış dolu bir yıl dileğiyle...
• Bulutsuz gökyüzü senin olsun demiştim; ümitlerin solmasın, tükenmesin diye. Yeni yılda hiç ümitsiz kalmaman ve hayallerine kavuşman dileğiyle. İyi yıllar.
• Ya ya ya şa şa şa ikibinbeş ikibinbeş çok yaşa...
• Psssttt! Evet evet sen! Biliyor musun yeni yıl geldi.
• Sana yeni yılda hiçbir şey dilemiyorum. Hatta Allah seni bildiği gibi yapsın diyorum.
• Bu yıl da bir sevgili bulamazsam eh yani. Kendi turşumu kuracağım.''

Saturday, 18. December 2004

YAŞAMI TERSTEN YAŞAMAK

Yaşamın en tatsız tarafı sona eriş şeklidir. Şüphesiz ki yaşamı tersten yaşamak daha güzel hatta mükemmel olurdu. Nasıl mı? Camide uyanıyorsunuz. Bir tahta sandık içersinde, herkes karsınızda saf durmuş, iyiliğinize dua ediyor ve tüm haklar helal edilmiş vaziyette.

Tabuttan doğruluyorsunuz, yaşlı, olgun ve ağırbaşlı olarak. Herkes etrafınızda, büyük br itibar, iltifatlar, çocuklar torunlar hepsi hazır. Arabanıza kurulup evinize gidiyorsunuz. Doğar doğmaz devlet size maaş bağlıyor, aylık veya üç ayda bir maaşınızı alıyorsunuz. Ne güzel, hazır maaş, hazır ev...

Altmışlı yaşlara kadar herşey garanti, huzur içinde yaşıyorsunuz. Sağlığınız gittikçe düzeliyor. Kaslar güçleniyor, kuvvetleniyorsunuz. Bir gün çalışmak istiyorsunuz ve işe ilk başladığınız gün size hoşgeldin hediyesi olarak bir plaket ve altın kol saati veriyor patronunuz.. Ve Genel Müdürlük veya bunun gibi yüksek bir makamdan tecrübeli bir insan olarak ise başlıyorsunuz. Herkes karşınızda elpence divan..

Vücudunuzda da bazı hoşa giden hareketler de başlıyor. Gittikçe zayıflıyor, forma giriyorsunuz. Diğer hormonal aktiviteler artıyor, fevkalade.....Aman ne güzel günler başlıyor... Derken birgün patron size artık Üniversiteye gitsen daha iyi olur dıyor.

Bu arada Babanız ortaya çıkmış, "fazla çalıştın" diyor "artık eve dön, işi bırak, okumaya başla, harçılığın benden olsun..." Keyfe bakar mısınız ? Okuduğunuz dersler gittikçe kolaylaşıyor Ekmek elden su gölden bir dönem başlıyor. Partiler, diskotekler, barlar.. Kızların sayısı artıyor. Derken anne ve babanız sizi götürüp getirmeye başlıyoraraba kullanma derdi de yok artık...

Günün birinde sizi okuldan da alıyorlar, "evde otur, keyfine bak, oyuncalaklarınla oyna" diyorlar... Mamanız ağzınıza veriliyor, zaman zaman altınızı bile temizliyorlar, hatta bu durum alışkanlık yaratıyor ve hiç tuvalet kullanmamaya başlıyorsunuz. Derken anneniz bir gün size süt verme kararını alıyor ve başka bir keyifli dönem başlıyor. Mama artık her yerde, her an ve en taze şeklinde hazır.

Bir gün karanlık ılık ve sıcak bir ortama giriyorsunuz. Beslenmek için ağzınızı açmaya dahi gerek yok, bir kordondan besleniyor sıcacık yumuşacık gürültü ve patırsız bir ortamda yaşıyorsunuz. Küçülüyor, küçülüyor,ufacık bir hücre halini alıyorsunuz. Ve günün birinde müthiş keyifli bir sevişmeyle hayatınız bitiyor....

Friday, 17. December 2004

Avrupa birligi yorumu

Kedinin biri ,odanin ortasina kurulmus bermutat uyuklar gibi görünerek duydugu gürültüye kulak kabartmis.Kenardaki deliklerin birinden kücük bir findik sicani da,basini uzatip cekerek etrafina bakinmis.Kedi bakmis uyuklar gibi görünmek farenin oradan cikmasina kafi gelmeyecek konusmaya mecbur olmus:
-Hadi, hadi,demis,oradan korka korka basini cikarip durma;acidim sana ... O delikten cik,su delige gir...iceride kelle kelle kasarlar,bir ambar da bugday var;afiyetle yer,sagligima dua edersin.Bir müddet yine uyuklar gibi bekledikten sonra bakmis ki berikinden yine hareket yok...
-Ne duruyorsun dedigimi yapsana!..
Fare ezile büzüle cevap vermis:
-Kusura bakma,ama yapamayacagim.
-Neden,demis kedi.
Fare su mukabelede bulunmus:
-Bana o delikten cik,su delige gir;kasar peyniri,bugday var,aiyetle ye diyorsun.Bakiyorum teklifine;Külfet kücük,Nimet büyük ! Bu iste mutlaka bir b...luk var !

Thursday, 16. December 2004

PADİŞAHIN biri

PADİŞAHIN biri, her vergiden sonra halkın nabzını yoklarmış:
"Halk çok kızgın!"
"Halk köpürdü!"
"Halk perişan!"
Tepkiler böyle olunca, padişah vergi üstüne vergi koyarmış, lakin son vergiden sonra "Halk sokaklara döküldü, çalmadan oynuyor!" haberini alınca vergiden vazgeçmiş:
"İşte şimdi korkarım, bu halkın ne yapacağı belli olmaz!"
Çok şükür, şimdi ne padişah var, ne de halk!
Halkın kızıp köpürmeye ne hakkı var ki!
Vergiyi koyanı seçen o değil mi?

Wednesday, 15. December 2004

Karyola

Ünlü orkestra sefi Henrig Anasyan Moskova´da gördügü bir zenciye nerede dogdugunu sordugunda,"Karyolada.`yanıtını alınca,bir daha bu soruyu kimseye sormadıgını anlatır.
Dünya dedigimiz o büyük yatakhanede,ortak bir kaderi paylastıgımızı anlamak ve sınırsız bir dünyayı fark etmek icin gezegenimize uzaydan bakmaya gerek yok herhalde.
Ufuk Aras(Baska bir siyaset mümkün adlı kitabın´dan)

Hocanın aklı

Dört universite ogrencisi sabahleyin uyanamayarak matematik finalini kacirirlar,
sinav ertesinde hocalarini yakalayip, zarzor bindikleri arabanin lastigi patladigi icin sinavi kacirdiklarina ikna ederler.
Kadın, yalvarmalarina dayanamayarak, bu dört arkadasa sinavi 3 gun sonra yapacagini soyler. Sinav gunu geldiginde, matematik hocasi bizim dortluyu sinifin dört kosesine oturtur.
Finali gecmek icin de en az 50 almak lazimdir, sinavda da 5 soru vardir. Sayfanin onundeki 4 matematik sorusu basit sorulardir ve her biri 10 puanliktir.
Kagidin arkasindaki soru ise 60 puanliktir ve de soru aynen şoyledir " Hangi lastik patladi ?? "

Monday, 13. December 2004

EVLILIK

Evlilik Üzerine Almitra sözü aldi ve sordu: - Peki üstad; evlilik nedir? Cevap söyle geldi: -Siz birliktelik için dogmussunuz. Ölüm meleginin beyaz kanatlari sizi ayirana kadar ayrilmayacaksiniz.Allahin sessiz tanikliginda bile beraber olacaksiniz.Ama birlikteliginizde mesafeler birakin; birakin ki, cennetin rüzgarlari aranizda dansedebilsin...Birbirinizi sevin ama, ask tutsakligi istemeyin.Birakin ask,ruhunuzun kiyilarina vuran dalgalar gibi olsun...Birbirinizin bardagini doldurun ama ayni bardaktan içmeyin;ekmeginizden verin birbirinize ama ayni somundan isirmayin...Birlikte sarki söyleyin;lakin birbirinizi yalniz birakmayi da bilin.Sazin telleri de yalnizdir ve armoni içinde ayni melodiyi seslendirir...Birbirinize kalbinizi verin ama karsilikli kilitleyip saklamak için degil!Sadece hayatin eli o kalbi saklar!Birlikte durun, ama yapismayin, tapinaklarin sütunlari da bitisik degildir!Ve mese ile çinar birbirlerinin gölgesinde büyümezler... SHEAKSPEARE

Ara

 

Vesaire

Ç ç Ğ ğ İ ı Ö ö Ş ş Ü ü

»» Türk Harfleri Çevirmeni

»» Bize Ulaşın
»» RSS:Başlıklar

Arşiv

April 2025
Sun
Mon
Tue
Wed
Thu
Fri
Sat
 
 
 1 
 2 
 3 
 4 
 5 
 6 
 7 
 8 
 9 
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
 
 
 
 
 
 

Sıcağı sıcağına

https://static.twoday.net/ yilmaz/images/DX07N_4UMAAC zhh.jpg
https://static.twoday.net/ yilmaz/images/DX07N_4UMAAC zhh.jpg
zehni - 9. Mar, 17:18
von Blogger zu Blogger
Würdest Du mir ein Interview geben? Ich schreibe unter...
ChristopherAG - 5. May, 01:06
Su akıyor ve ben gidiyorum...
Sonra fark ettim ki Su akıyor rüzgar esiyor Yağmur...
zehni - 15. Apr, 13:42
Sana..
Haddeden geçmiş nezâket yâl ü bâl olmuş sana Mey süzülmüş...
zehni - 15. Apr, 13:32
Görenlere Aşk ola
Asik olan ummana düser vay vay vay Hayvan gelir insan...
zehni - 25. Dec, 16:15
İnek nasıl kaşınır?..
İNEĞİN köydeki Atatürk büstüne sürünmesi ve büstü devirip...
zehni - 26. May, 20:22
Takvimlerden haberin...
GECELER DÜŞMAN Söz - Beste : Adnan Ergil Takvimlerden...
zehni - 26. May, 20:19
DİNİ YİRMİ KURUŞA SATMAYANLAR
Londra'daki caminin yeni imamı şehre gitmek için hep...
zehni - 10. Apr, 12:48
UPANİŞADLAR
İnsanlığın en eski felsefe eserleri. 4000 yıl önce,...
zehni - 17. Mar, 18:20
YEM BORUSU
Görmüyoruz sanmayın içyüzünü işlerin, O doğru duruşların...
zehni - 14. Mar, 13:02

Users Status

You are not logged in.

Durum

Online for 7497 days
Last update: 15. Jul, 02:03

turkey




Get Firefox!
Get Thunderbird!

CiDDi CiDDi
FUCKUELTE HAYVANI
gayriciddi
KOESHEM
OKUMUSH CHOCUK
SHARKI ve SHIIR
ya$ayarak
Profil
Logout
Subscribe Weblog