OYUNA GELMEYİN!
Ey asil ve necip Türk Milleti!
Diyet, perhiz, rejim gibi faaliyetler hedefte Türk delikanlılarının ve enelde de Türk millletinin devamını engellemek için dış mihraklar tarafından gündeme getirilmiş şuurlu bir düzmecedir. Gaye, eskiden bir koyunu, bir oturuşta götüren dev gibi babayiit atalarımımızı ve tarlada doğum yaptıktan sonra bebeğini kundaklayıp, elde orak tarlada çalışmaya devam eden Türk kadınlarını; kalori hesaplayan hapşırınca yatağa giren, fitness ve aerbik yapan çıkırıldım tiplere dönüştürmek ve büyük Türk ırkını Çinliler, Japonlar gibi sıska, zayıf ve sağlıksız bir ırk halien getirmektir. İcabı halinde 240 kiloluk top mermisini tek başına namluya süren bir babayiğidi, kalori hesaplayan, yoğurtlu kebabı reddeden bir züppe haline getirilmesinden daha büyük bir soykırım olabilir mi? İç yağının, kuyruk yağlarının, anamızın VİTA yağının kolestrol yaptığı palavradır. Kolestrol, kebapları yedikten sonra iki şişe soda içerek ayarlanabilecek bir gaz durumudur.
Sakın bu oyuna düşmeyin.
Feminizm, kadın hakları, çevre şuuru ve eşitlik adı altında Türk kızlarının akılları çelinerek, yemek yapmayı bilmeyen, bizim istikbalimiz olan yavrularını, abuk sabuk yiyeceklerle yetiştirecek, damak zevki gelişmemiş, sunta kılıklı diyet bisküvilerini yiyecek sanan bir hale getirilmişlerdir. Ayrıca kör olası dış mihraklar, bu kızlarımıza kebap-soğan-lahmacun-çiğ köfte vb. lezzetleri yiyen, bardan bardak şalgam suyu içen yiyen yiğitlerimize hanzo-kıro gibi sıfatlar takmayı öğretmişlerdir.
Ayrıca son senelerde moda gibi gösterilmeye çalışılan Çin mutfağı diye bir şey yoktur. Bu sözde mutfak, acai p zerzevat ile acaip malukatın, wog adlı bir tencerede yan pişmiş yarı çiğ olarak hazırlanıp insanlara eziyet olsun diye sopalar ile yenmesinden ibaret bir hokkabazlıktır. Sakın kanmayın, sakın yemeyin. Helal değildir!
Unutmayın, su uyur, düşman uyumaz!
(Şişli'deki bir dürümcünün reklam broşüründen harfi harfine aktarılmıştır.)
Diyet, perhiz, rejim gibi faaliyetler hedefte Türk delikanlılarının ve enelde de Türk millletinin devamını engellemek için dış mihraklar tarafından gündeme getirilmiş şuurlu bir düzmecedir. Gaye, eskiden bir koyunu, bir oturuşta götüren dev gibi babayiit atalarımımızı ve tarlada doğum yaptıktan sonra bebeğini kundaklayıp, elde orak tarlada çalışmaya devam eden Türk kadınlarını; kalori hesaplayan hapşırınca yatağa giren, fitness ve aerbik yapan çıkırıldım tiplere dönüştürmek ve büyük Türk ırkını Çinliler, Japonlar gibi sıska, zayıf ve sağlıksız bir ırk halien getirmektir. İcabı halinde 240 kiloluk top mermisini tek başına namluya süren bir babayiğidi, kalori hesaplayan, yoğurtlu kebabı reddeden bir züppe haline getirilmesinden daha büyük bir soykırım olabilir mi? İç yağının, kuyruk yağlarının, anamızın VİTA yağının kolestrol yaptığı palavradır. Kolestrol, kebapları yedikten sonra iki şişe soda içerek ayarlanabilecek bir gaz durumudur.
Sakın bu oyuna düşmeyin.
Feminizm, kadın hakları, çevre şuuru ve eşitlik adı altında Türk kızlarının akılları çelinerek, yemek yapmayı bilmeyen, bizim istikbalimiz olan yavrularını, abuk sabuk yiyeceklerle yetiştirecek, damak zevki gelişmemiş, sunta kılıklı diyet bisküvilerini yiyecek sanan bir hale getirilmişlerdir. Ayrıca kör olası dış mihraklar, bu kızlarımıza kebap-soğan-lahmacun-çiğ köfte vb. lezzetleri yiyen, bardan bardak şalgam suyu içen yiyen yiğitlerimize hanzo-kıro gibi sıfatlar takmayı öğretmişlerdir.
Ayrıca son senelerde moda gibi gösterilmeye çalışılan Çin mutfağı diye bir şey yoktur. Bu sözde mutfak, acai p zerzevat ile acaip malukatın, wog adlı bir tencerede yan pişmiş yarı çiğ olarak hazırlanıp insanlara eziyet olsun diye sopalar ile yenmesinden ibaret bir hokkabazlıktır. Sakın kanmayın, sakın yemeyin. Helal değildir!
Unutmayın, su uyur, düşman uyumaz!
(Şişli'deki bir dürümcünün reklam broşüründen harfi harfine aktarılmıştır.)
turqche - 3. Sep, 11:12