FUCKUELTE HAYVANI
nerede kalmıştık...
oradan ağlayalım halimize......
dante gibi ortasındayız ömrün..
acaip bir memleket özlemi muhabbetleri dönmekte...
başım köpük köpük bulut....
biline yani, sorumluluk almıyorum artık.
tam "hayatın anlamı"nı çözerken
olacak işmi şimdi bu a y t e n..!?
bindik bir alamete, gidiyoz..... batıyoz... çıkıyoz...
prometheus - 4. May, 21:39
"İlk akla gelen, Güney Afrika'daki faşizme karşı tutunduğu
yumuşak tavır.
Şili'nin faşist diktatörü Pinochet ve eşini örnek bir Hristiyan çift olarak ilan etti. On binlerce kişiyi katletttiklerini bilmesine rağmen.
"Nihayetinde, Pinochet'nin adalet önüne çıkarılması gündeme geldiğinde, Papa serbest bırakılmasını talep etti.
"Yarattığı ikinci skandal AIDS ile ilgiliydi. Katolik Kilisesi'ne, kondomun AIDS'ten korunmada etkisiz olduğu yalanını yaymasını emretti.
"Yaydığı bu mesaj neticesinde, Afrika'daki cahil köylüler, kendisi gibi yavaş ve acılı bir şekilde öldü. Tek fark, Papa azizlik mertebesine yükselirken, onlar günahkar olarak anılacaklardı.
"Papa'nın suç listesi burada bitmiyor. O aynı zamanda, çocuklara yönelik kitlesel tecavüzden sorumlu bir kilisenin başındaydı. Defalaraca uyarılmasına rağmen hiçbir şey yapmadı.
"Dolayısıyla bugün bir batıl inanç tacirinin değil, onun yüzünden bugün hayatta olmayan on binlerce insanın yasını tutmalıyız."
(BBC'den)
prometheus - 8. Apr, 23:04
aldı zeybek:
- et getir ekmek getir
baldan da haberin olsun
aldı yürük:
- kuru soğan ekmek yavan
haldan da haberin olsun
aldı zeybek:
- elde mavzer kafanı ezer
zordan da haberin olsun
aldı yürük:
- başta sarık ayakta çarık
karşıkı dağdan da haberin olsun.
(ruhi su - zeybekler)
prometheus - 29. Mar, 21:54
öndeyiş...
kimileri zeybekler için:
"eski bir halkın kalıntısıdır" dedi.
kimileri:
"selçukluların kurduğu bir örgüttü" dedi.
kimileri "osmanlıydı",
kimileri de "korsandı" dedi.
kendilerine sorarsanız:
- bu dağların sahibi kim?
- emmi.
- yiğit kime derler?
-sözünde durana
-insan bu dünyaya niçin gelir?
-ölmek için
- şeytana inanır mısın?
- yardımcımızdır, derler törelerinde.
böylece arkalarında kimi zaman ürpertici,
kimi zaman özendirici,
kuvayi milliyeci, beratlı, madalyalı, bir sürü söylence bırakıp giden bu adamları bir de türkülerden dinleyin...
(RuhiSu)
prometheus - 29. Mar, 21:47
kuracağımız sosyal toplumda insanların tutkuları dizginlenecek. çünkü, "hepsi de doğaları gereği iyidir, bize düşen, sadece onları kötüye kullanmaktan ve aşırıya kaçmaktan kurtarmaktır."(1) ve bu tutkular, ancak karşılıklı dengelemelerle ve insan organizmasının uyumlu gelişimiyle önlenebilir.(PaulLafargue)
dr. beddoe söyle diyor: "bir ırk, ancak bedensel gelişmesinin doruğuna vardıkta, enerji ve ahlak gücünün en yüksek noktasına ulaşır." Büyük doğa bilimci Charles Darwin de böyle düşünüyordu.
(1) Descartes, les passions de l'ame (Ruhun Tutkuları)
prometheus - 25. Mar, 12:41
Boş zaman; "kültürün temelini" oluşturur.
prometheus - 23. Mar, 18:58
Lafargue, çalışmaya değil, insanı insanlıktan
çıkaran aşırı çalışmaya karşı mücadele ediyordu.
Ona göre, 19. yüzyıldan beri işçi sınıfının
başına bela olan şey "aşırı çalışma"ydı.
Bu tempo, işçileri her çeşit düşünsel yozlaşmaya, organik rahatsızlıklara götürüyordu. Bu yalnızca bir kötülük değil,
aynı zamanda delilikti.
işte Lafargue, işçileri, bellerini büken
bu delilikten kurtarmaya çalışıyordu.
prometheus - 23. Mar, 18:56
gençlik hareketinin militanı lafargue,
kongrelerindeki tartışmalarda sesini yükselterek din'le bilim'in uzlaşamayacağını ileri sürüyor :
"bilim tanrıyı yok saymıyor, daha iyisini yapıyor, onu gereksiz kılıyor." düşüncesini, bir yazısında 'ilerlemenin tek yolu, tanrıya savaş açmaktır' diyerek özetliyor.
prometheus - 22. Mar, 19:30
ahlakı ve ekonomi bilimini her çeşit tanrısal öğeden
arındırma girişiminin temsilcisi...
büyük şahsiyet ; proudhon
prometheus - 22. Mar, 19:22
Fransız uyruklu düşünür ve eylem adamı.
("komünist manifesto"dan sonra avrupa dillerine
en çok çevrilen "tembellik hakkı" adlı kitabın yazarı.)

Küba'nın Santiago kentinde doğdu. Dokuz yaşındayken ailesiyle birlikte göçtüğü Fransa'da Tıp Akademisi'ne yazıldı. Üniversitede, kralcı hükümete karşı giderek genişleyen gençlik hareketine katıldı. Yine aynı dönemde yoğun bir okuma uğraşına daldı.
Hegel'den Feuerbach'a, Fourier'den Comte'a kadar pek çok düşünürün eserlerini okumasına karşın, özellikle Proudhon'dan etkilendi.
1865'te Marx'la tanışmasının, üzerindeki Proudhon etkisinin kırılmasında büyük rolü oldu. Marx, "yakışıklı, zeki, enerjik ve sportif' bulduğu bu gencin, kızı Laura'yla evlenerek aileye katılmasına da izin verdi!!!.
Siyasi etkinlikleri nedeniyle Akademi'den uzaklaştırılınca, öğrenimini Londra'da tamamladı ve karısı Laura'yla birlikte yeniden Paris'e döndü.
Art arda üç çocuğunu da kaybetmesi üzerine tıptan soğudu; kendini tümüyle sosyalist düşünce ve eyleme adamaya karar verdi. Fransız Sosyalist Partisi'nin kurucuları arasında yer aldı, işçi hareketlerinin örgütlenmesine yazılarıyla katkıda bulundu.
1911 yılında karısıyla birlikte intihar etti.
Yaşlılığın, beden ve zihin güçlerini azar azar kemirdiğini görmek istemeyen Lafargue, yetmiş yaşını aşmamak üzere kendine verdiği sözü böylece tutmuş oluyordu.
prometheus - 21. Mar, 21:52