pen36 header icon36

Wednesday, 27. September 2006

Bu da baska bir ask yorumu !!

Ben kitab-ı kâinatı hatmetmiş sanırdım sevgilim,
Kadd-i mevzunun görüp tekrar eliften başladım..

Şeyh niye kızdı?..

TARİKATÇILAR uygarlığı sevmezler.

Niçin?..

Çünkü uygarlık ile birlikte gelişen teknoloji onların birçok enstrümanını ellerinden aldı.

Diyelim ki şeyh efendiye birçok haber gaipten gelir, müritleri birçok şeyi nasıl olup da öğrendiğine şaşar ve meleklerin ona haber taşıdıklarına inanırlardı.

Şimdi cep telefonları var.

Müritler şeyh efendiden önce duyuyorlar olup-biteni.

Şeyh kızıyor.

(........)

Yağmur duasına çıkardı şeyh.

Köylüler onun ağzının içine bakarlardı, keramet gösterip yağmur getirmesini ve yağmurun ne zaman yağacağını açıklamasını beklerlerdi.

Şimdi ABD uyduları yağmurun saatini bildirdikleri gibi, hangi ovaya, metrekareye ne kadar yağmur düşeceğini de iki gün önceden haber veriyorlar.

Şeyh yine kızıyor.

(........)

Müritleri onun uçtuğuna inanırlardı.

Şeyh hazretlerinin Musul’a gidip geldiğini, geçen gün Mekke’de görüldüğünü anlatırdı müritleri.

Şimdi herkes uçuyor.

Charter seferleri yaygınlaştı, tüm müritler havada.

Belki en az uçan şeyh.

Ve şeyh kızıyor...

*

İnançlı insanlar uygarlıktan rahatsız olmazlar, ama yobaz uygarlığı sevmez...

Çünkü uygarlığının getirdiği araştırmalar, buluşlar, ilim, bilim, teknoloji yobazın yalanlarını bir bir ortaya çıkarır.

İnsanlar akşam oturup ti-vi’lerde ateşin üzerinde en iyi yürüyenlerin ya da yanağına en iyi şiş saplayanların bizim tarikat şıhları değil, Hint fakirleri olduğunu görürler.

Bu nedenle yobaz uygarlığa karşıdır, uygar rejimleri yıkmak ister.

Başta İstanbul olmak üzere Anadolu’yu dört bir yandan kuşatmış tarikatların, yobazların, dinci örgütlerin, softaların, uygarlığı hedef seçen laik cumhuriyete saldırmaları da bu yüzdendir.

Düzenbazlığını, sahtekárlığını, yalanını sürdürmek ister yobaz.

Yoksa kızar...

Bekir Coskun

Monday, 25. September 2006

Taktik nasıl yapılır?

Taktikler, her zaman değişik olmalıdır. Futbol oynarken başka, karıyla kavga ederken başka, nutuk atarken başka, tavlada başka, "papaz kaçtı"da başka...
Taktik dediğin, amaca ulaşmak çabasıyla saptadığın çeşitli nirengi noktalarına; tek tek varmak için, kullanılacak olan yol yordamdır.
***
Örneğin iti bitle yarıştıracak, çorbayı terlikle karıştıracak, sıçanı kediye barıştıracaksın.
Ağaca çıkacak, kuyuya indim diyeceksin.
Telgraf direği boyunda kazığı yiyecek, tahtırevana bindim diyeceksin.
Taktik taktiktir. İnsanın iflahını kesen ağrılar, lumbago siyatiktir. Cevriye yatakta Selime'den atiktir. Bebeklerin giydiği de patiktir. Yırtılmış yerin varsa, uğur getirmesi için, hadım olmuş papaza diktir...
***
Dangalaklar taktik yapamaz. Kimse çişini ederken, başkasının külahını kapamaz. Bir Musevi, havraya giderken, yanlışlıkla kiliseye sapamaz. İyi bir zampara, hanımların cici maması dururken, eşşek kıçına tapamaz.
***
Taktik deyip geçmeyelim arkadaşlar. Taktik çok önemlidir. Bazen taktikler, bir an önce ölmek için olabilir. Bazen de biraz daha yaşamak için olabilir.
Ölmek için en iyi taktik, geceleyin kent dışı yollarda hızla gelen kamyonların üstüne gitmektir. Uçurum kıyılarında kaz sürüsü gütmektir.
***
Bir parça daha yaşamak için uygulanacak taktik, yatmadan önce hatmi suyu içmektir. Buğdayları, iyice olduktan sonra biçmektir.
***
Taktiğe taktikle cevap verilir; esnerken gaz çıkarmakla verilmez.
Kim ki, taktiğe esnerken gaz çıkarmakla cevap verir, onun göbeğinde sivilceler belirir.
***
Tuzaklara karşı taktik nasıl olmalı?
Tuzaklara karşı hemen tuzak kurmalı. Kabak gibi boyuna tuzağa düşüp:
- Hıyaroğlu hıyarlar yine tuzak kurmuşlar, diye bağırmak, taktik değildir.
Ayrıca sık sık tuzağa düşmek, pratik de değildir. Sonunda aklı başında olan kişiler:
- Bile bile niye düşüyorsun tuzağa, derler.
***
Arkadaşlar, her fırsatta tuzağa düşmeyi; âdet, gelenek ve yiğitlik işareti durumuna getirmeyelim. Bir gıdımlık aklımızı; ayı, kurt, tilki tuzakları dibinde yitirmeyelim.
***
Baktın hergele tuzak kurmuş... Taktiğini yapacak; ters salto, çift parendeyle tuzağın üstünden atlayacaksın. Karşı taktiği, otuz yerinden kıvırıp, yetmiş yerinden katlayacaksın.
Taklitçi lider Teller Donçıkarto Delpedro Amigonibeller, böyle yapardı. Hiçbir tuzağa gelmezdi...
***
Kimse kimseyi maymun gibi oynatmamalı... Kaynanayla baldız, katiyen kazanı kaynatmamalı... Futbolda katanacyo eskidi... Gizli libero geçerli... Siyasette süzme salaklık, domatesli biberli...
Oğlum taktik öğretirken yorulduk, bir kahve söyle lütfen, az şekerli...
***
Sıkabilecek yerlerini sıkamayanlar, sadece palavra sıkarlar.
Kimse palavra sıkmasın arkadaşlar.
Şayet bir toplantıda damda adam görürseniz; içinizi değil, fotoğrafını çekiniz... Üç beş kuytu yerden, iyi bir zum... Unutmayın kuzum... Bir lider ki, iyi bir zum yapamaz, cacık yerken tek ayak üstünde duramaz...
***
Taktik taktiktir. Taktiği beceremeyenler tiktaktır.
Tiktak, Movado marka kol saatinin çıkardığı sestir. Uyuklarken düştüğün yer kümes değil kafestir. Arkadaş kafeslenme, elma armut dururken, ayva yiyerek beslenme...
***
Taktikle, tuzaklardan kurtulmanın yolları... Ne de güzel vallahi Emine'nin kolları...
Beyinsel gelişme için protein de şarttır. Fırsat çıkınca hemen pilaki fiyatlarını arttır. Kaba kâğıdın sesi her zaman carttır.
***
Arkadaşlar uyanık olalım. Oyuna gelmeyelim. Çaya değil, akşam yemeğine gelelim. Ya işte böyle bir tanem, çıtıpıtım, melek yüzlü güzelim...

Not: 32 yıl önce yazılmış bir yazı... "Zurnada Peşrev Olmaz"dan...

c.altan@prizma.net.tr

Thursday, 21. September 2006

Hayyam

Biz ne içtiysek Tanrı nın yarattığı kadehten içtik,
Ve Tanrı nın yarattığından başka bir şey dökülmedi kadehlerimize.

Monday, 18. September 2006

Google ve Komünizm

Google internetle haşır neşir olanların hemen her gün ziyaret ettikleri bir arama motoru. Daha üç beş yıl öncesinde Excite, Alta Vista, Lycos, InfoSeek gibi arkalarında muazzam bir sermaye gücü bulunan teknoloji şirketleri arasından sıyrılıp sanal dünyada ulaşılması zor bir başarı elde eden ve bütün rakiplerini geride bırakan Google'ın kurucuları henüz daha Zjo'lı yaşlarına gelmemiş iki akademisyen.

Standford Üniversitesi'nde başlayan macera biraz da Apple I Pod'la Bili Gates'in egemenliğini kıran Steve Jobs'un ya da Napster'la büyük bir başarı yakalayan Shawn Fanning'in öyküsüne benziyor. Teknolojiyi kullanarak "yeni bir alan" yaratmak ve çok kısa bir zaman dilimi içinde borsa değeri milyar dolarları bulan bir marka ortaya çıkartmak. Ardından da kapitalizmin "başarı öyküsü" katalogunda yer bulmak.

Aslında Google yaratıcılarının enteresan bir yaşam öyküleri var. Sergey Brin ve Larry Page benzer bir aile ortamı içinde büyümüşlerdi. Bir Rus Yahudisi olan Sergey Brin'in babası ve annesi bilim insanlarıydı. Aynı şekilde Larry Page'in annesi ve babası da bilgisayar alanında uzmanlık eğitimi almışlardı.

Bir önceki kuşak ise kendine özgü bir politik maceraya sahipti. Sergey Brin'in büyükannesi Chicago'da mikrobiyoloji okurken 1921'de komünistlere katılmış ve 1917 devrimiyle yeniden kurulan ülkesine dönmüştü. Baba Michael Brin ise on yıl boyunca Sovyet Merkezi Planlama örgütünde (Gosplan) ekonomist olarak çalışmıştı.

Larry Page'in büyük babası ise bir işçi direnişinin örgütleyicileri arasındaydı. Michi-gan'daki otomobil işçilerinin 1930'lu yılların sonundaki direnişleri yeni sosyal hakların ve çalışma koşullarındaki değişimlerin kazanılmasına yol açmıştı.

Brin ve Page ise yahudi köklerinin getirdiği özellikler ve politik olarak "devrimci" bir aile ortamında yetişmenin sağladığı avantajlarla gerçekten de internette bir devrime imza attılar ve onu ticarileştirmeyi başardılar. Her ikisi de internetin 2. kuşağına yetişmiş Commodore 64 döneminde çocukluklarını geçirmişlerdi. Aslında yaptıkları çok da karmaşık bir şey değildi. Bütün yazılım-teknoloji firmaları "arama moto-ru"nun ticarileşmesini mümkün görmediklerinden bu alana yönelmek kaynak aktarmak gibi konularda istekli davranmazlarken; onlar sıradan bir bilgisayar kullanıcısının isteklerini ön plana alan bir çalışma içine girmişlerdi.

Google bu nedenle internet dünyasında "fısıltıyla" ve tavsiyelerle yaygınlaştı. Hiçbir pazarlama ve reklam faaliyetine girişmeksizin en yaygın kullanılan program haline geldi. Kendi ana sayfasına reklam almayan; büyük tasarım harcamaları yapmayan geleneksel şirket yapılarından son derece farklı bir örgütlenme modeline sahip Google aynı zamanda kullanıcının ücret ödemediği bir "açık kaynak".

2005 yılı itibarıyla 79.6 milyar dolarlık bir borsa değerine sahip olan Google'ın öyküsü aynı zamanda kapitalizmin bugün gelmiş olduğu aşamayı da gözler önüne seriyor. Birinci kuşağı komünist ve işçi önderi; ikinci kuşağı bilim insanı üçüncü kuşağı ise kapitalizmin yeni döneminde dünyanın en büyük şirketlerinden birini yaratan bir "soy ağacı" Google'ı çok daha ilginç kılıyor.

Dördüncü kuşağın gözünü açtığı dünya ise artık İnternetin gündelik hayatın bir parçası haline geldiği, odalara sığmayan bilgisayarların "eser-i atika"ya dönüştüğü Google dünyası. Aslında "Google Çağı Çocukları" komünizme, işçi hareketine gönül vermiş ebeveynlerinden onların ütopyalarını gerçekleştirecekleri bir ortama çok daha yakınlar. Teknolojinin ortaya çıkarttığı imkanlar "bütün dünyanın işçilerini birleştiriyor." Sorun insanlığın bu büyük adımının kapitalizm tarafından lekelenmesi, o nedenle de özgür bir geleceğe inananların bu alanın önemini çok daha fazla kavramaları gerekiyor.

Bülent Forta (BirGün)

(*) Bilgiler, Google Hikayesi/David A.Vise-Koridor Yayınları'ndan alınmıştır.

Ara

 

Vesaire

Ç ç Ğ ğ İ ı Ö ö Ş ş Ü ü

»» Türk Harfleri Çevirmeni

»» Bize Ulaşın
»» RSS:Başlıklar

Arşiv

July 2025
Sun
Mon
Tue
Wed
Thu
Fri
Sat
 
 
 1 
 2 
 3 
 4 
 5 
 6 
 7 
 8 
 9 
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
 
 
 
 
 

Sıcağı sıcağına

https://static.twoday.net/ yilmaz/images/DX07N_4UMAAC zhh.jpg
https://static.twoday.net/ yilmaz/images/DX07N_4UMAAC zhh.jpg
zehni - 9. Mar, 17:18
von Blogger zu Blogger
Würdest Du mir ein Interview geben? Ich schreibe unter...
ChristopherAG - 5. May, 01:06
Su akıyor ve ben gidiyorum...
Sonra fark ettim ki Su akıyor rüzgar esiyor Yağmur...
zehni - 15. Apr, 13:42
Sana..
Haddeden geçmiş nezâket yâl ü bâl olmuş sana Mey süzülmüş...
zehni - 15. Apr, 13:32
Görenlere Aşk ola
Asik olan ummana düser vay vay vay Hayvan gelir insan...
zehni - 25. Dec, 16:15
İnek nasıl kaşınır?..
İNEĞİN köydeki Atatürk büstüne sürünmesi ve büstü devirip...
zehni - 26. May, 20:22
Takvimlerden haberin...
GECELER DÜŞMAN Söz - Beste : Adnan Ergil Takvimlerden...
zehni - 26. May, 20:19
DİNİ YİRMİ KURUŞA SATMAYANLAR
Londra'daki caminin yeni imamı şehre gitmek için hep...
zehni - 10. Apr, 12:48
UPANİŞADLAR
İnsanlığın en eski felsefe eserleri. 4000 yıl önce,...
zehni - 17. Mar, 18:20
YEM BORUSU
Görmüyoruz sanmayın içyüzünü işlerin, O doğru duruşların...
zehni - 14. Mar, 13:02

Users Status

You are not logged in.

Durum

Online for 7580 days
Last update: 15. Jul, 02:03

turkey




Get Firefox!
Get Thunderbird!

CiDDi CiDDi
FUCKUELTE HAYVANI
gayriciddi
KOESHEM
OKUMUSH CHOCUK
SHARKI ve SHIIR
ya$ayarak
Profil
Logout
Subscribe Weblog