Bir siir:
Gitme Baba
Bozdurduğum sevinçleri çoktan harcadım
dağıtıp geçtim arka sokaklarda
Geceyle söyleştim zencileşti terim
Dizinin dibinden kalkan gemilerim
vuruldu menzilinde adım adım
Şaşırdım kan sağanağı sorularda
Gitme baba
Sensizsem bir istasyonda gezinirim
Vagonlar bekar odaları gibi sürüklenir
İzin ver kalayım üç numara tıraşımla
Düşlerim rengarenk olmayabilir
Bil ki hâlâ reşit değilim acılara
Akşamı geciktiren oyunlar bul bana
Gitme baba
Dilersen bir kenti birlikte yürüyelim
derbeder gençliğimizle çıkalım yola
Kuyruğunu uzun tut uçurtmaların
Karanfil zamanı ilişsin yakamıza
Günleri çocuk sesleriyle bezeyelim
Duruşun yakışmıyor bayram sabahına
Gitme baba
Yağmurum kirlendi güneşim darda
Artık kırabilirim içimin camlarını
bir isyan günlüğüyle yaklaşıp hayata
Çığlık çığlığa çökse de merdivenlerim
Soyunup etimden derviş sabrını
örterim incinmiş yorgunluğuna
Gidersen baba
Ahmet Günbaş
Bir söz:
Boşuna dememiş Çehov "insanın gerçek yaşamı olmadı mı onun yerine serap koyar"
zehni - 20. Sep, 17:03
Niye benim tuttuğum partiye oy vermedin? Dangalak.
Bunlar seni uyutuyor...Anlamadın mı? Salak.
Sana doğrusunu da anlattık, ama nato kafa nato mermer, sende nerede o izan...
Ulan halk! Hadi bir şeyden anlamıyorsun, hadi kafan basmıyor, bari beni dinle ben ne yaz-dıysam o partiye oy ver, okuma da mı bilmiyorsun avanak.
Cahilsin yok yok cahil oğlu cahilsin, elifi görsen mertek sanırsın sende hiç mi kafa yok, o oyu nasıl öyle verirsin.
Bak yazdıkça kızıyorum, kızdıkça yazıyorum. Allahtan gazetelerin RTÜK'ü yok. Bana bu gazeteyi kapattıracaksınız. Ulan sadakaya memleketi satan halk!
Oh be! Azıcık rahatladım ama duuuuur sana bu laflar az bile senin kafan var ya kafan, içi boş.
Vur bak, ne sesi geldL.booooş ben demiştim. Bomboş. Adını yazmayı bilmezsin gider onlara oy atarsın.
Seni gidi rüşvet tutkunu, aldığı iki erzaka vatanı, milleti ve hatta devleti satan halk!
Çooook üzdün beni çooook. Sözümü dinlemedin, ille de elinden tutup mührü nereye vuracağını mı gösterseydim. Şavalak.
Sana işin doğrusunu anlattık, devletin bekasını da yazdık. Sen seversin diye "seçimlerde akın akın millet tatilden geri dönüyor" diye de azıcık gaz verdik. Ama işin gücün dolandırıcılık.
Ulan halk! Gittin tatil dönüşü bizimkilerin parasını ödediği otobüse bindin, yüzümüze güldün, oyunu onlara attın. Bari biletin parasını öde.
Ulan, siz yolcusunuz be, hancı benim, bi-ziz...köşeler baki, siz enayisiniz.
Enayi dedim de en çok içerlediğim, adamı enayi yerine koydunuz. Nerede o 'Cumhuriyet Mitingleri'ne katılanlar? O miting piyasa yer mi ulan! Oy vermeyeceksen orada ne işin vardı? Yalancı.
Okumazsın, bari sana söyleneni dinle. Biz burada eşek başı mıyız? Ne diyorsak o! Andaval.
Şimdi sen görürsün gününü...oh olsun sana! 'Susuzluk mu' dedin? Sana her şey müstahak. Bitli halk!
Uyuz ol, kaşın...benim partiye oy atsaydın olurdu dertsiz başın, (hımmm, bu sloganı bir sonraki seçim için kenara yazmalı)
Ben şimdi terfi de ettim, beş yıl boyunca senin anana avradına küfretmezsem ne olayım, siz ki "ananı al da git" diye oy veriyorsunuz. Ben de küfrederim, çok okursunuz..
Ulan halk! Sen bir kere ne mezunusun ha? Sende oy verecek ehliyet var mı?
Sen rasyonel biri değilsin? Bak şimdi güldürdün beni, sen rasyonelden ne anlarsın. Mankafa.
Ulan halk! Hem 'bu vatan satılık değil' diye meydanlara çıkarsın hem de iki erzak torbasına satılırsın, ucuz halk!
Mazoşist! -bak şimdi bunun da anlamını bil-miyorsundur- Sana beş yıl böyle hitap edeceğim, sen de beni "en çok okunan" yapacaksın. Ben seni anladım, sana acı çektireceğim, sen eşeksin, ben de semer vuracağım.
Sen ha bana/bize ha! Oy vermezsin ha! Ulan ben senin yedi sülaleni...
Ne bana ayrılan satırların sonuna mı geldik?
Önümüzde daha beş yıl var, benden kurtulamazsın dümbük halk!
Rıdvan Akar
ridvanakar@birgun.net
zehni - 18. Sep, 17:49
Gül ile Tayip tartışmaya başlamış. Gül Tayipe, "En büyük ve en güçlü olan benim. Sen benim emrimdesin!" demiş. Tayip, "Hayır ben büyüğüm. Hükümetin başında ben savaşıyorum, sen sadece mühür basıyorsun" diye itiraz etmiş. Tartışma uzayınca Gül ile Tayip, bir çobanın yanına gitmişler ve konuya hemen girmemek için çobana sormuşlar:
"Senin koyunun mu büyük, ineğin mi?" Çoban şaşırmış şaşırmasına da, soranlar da Gül ile Tayip. -"İneğim" demiş. -"Keçin mi büyük, öküzün mü?" Çoban "Öküzüm tabii" deyince, asıl soruyu yöneltmişler çobana: -"Söyle bakalım, Gül mü büyük, Tayip mi?" Çoban hiç düşünmeden yanıt vermiş: "Vallahi ben bu hayvanları tanımıyorum!
zehni - 15. Sep, 14:02
Yaşlı adamı, akşam, karısı ıspanak almaya yolluyor. Adam çıkıyor, ıspanağı alıyor. Tam evin yolunu tutacakken çeviriyorlar. Alıp götürüyorlar, elinde ıspanaklarıyla. Sorgu, sual. İşkence. İki yıl kadar tutuklu kalıyor. Sonunda hiçbir olayla ve örgütle bağlantısı kurulamıyor. Serbest bırakılıyor.... "Gitmem" diyor yaşlı adam, "ıspanağımı vermezseniz gitmem". "Deli misin be adam, defol git", sille tokat sonuç vermiyor. Ispanağım da, ıspanağım... Sonunda ıspanak alıp eline tutuşturuyorlar, razı oluyor çıkmaya.
Sordum ona. Dedi ki "Bütün bu yaşadıklarımdan sonra, ilk geri alabileceğim bir tek o kalmıştı. Direnme gücümü yenilemek için, kendime saygımı kaybetmemek için ıspanağımı geri almakla başlamalıydım hayata".
zehni - 13. Sep, 12:12