pen36 header icon36

Tuesday, 4. September 2007

Anladılar anlamasına da

Dağda özgürce yaşayan bir inek, bir beygir, bir eşek, dağılıp insanların ne yaptıklarını öğrenmeye ve beş yıl sonra buluşmaya karar verdiler. Her biri başka yöne yola çıktılar.

Beş yıl sonra buluşma yerine önce inek ile beygir geldi.

İkisi de perişan bir halde, zayıflamış, dişleri dökülmüş, kamburları çıkmış, adeta çökmüşlerdi.

Beygir sordu: 'Nedir bu halin inek?..'

İnek iç çekerek anlattı:

'Bu insanlar merhametsiz. Beni durmadan birbirlerine sattılar. Alan sütümü sağdı. Bir inek daha varmış, onu yanıma koyup çifte koştular, aç bıraktılar. Canımı zor kurtardım be kardeş...'

Sonra beygir anlattı:

'Benim de ağzıma bir demir parçası geçirdiler, ağzımı açamadım. Üzerime bindiler. O indi öbürü bindi, o indi öbürü bindi... Binmedikleri zamanlar zincire vurdular... Belim çöküp de onları taşıyamaz bir hale geldiğimde arkama kocaman bir araba bağladılar, bu sefer birçoğunu birden taşımaya başladım. Ben onları taşıdıkça kırbaçladılar. Canımı zor kurtardım yav inek kardeş...'

*

Ve uzaktan eşek gözüktü.

Eşek; ıslık çala çala, taşlara tekme ata ata geldi. Mutluydu.

Şişmanlamıştı, tüyleri parlıyordu, gözlerinin içi gülüyordu, üzerinde lacivert takımlar vardı.

İnek ile beygir, 'Nedir bu halin, neler oldu' diye merakla sordular, eşek anlattı:

'Bir memlekete vardım, birisi bağırdıkça insanlar onu alkışlıyordu.Ben de yüksekçe bir yere çıkıp bağırdım. Benim bağırmamı bilirsiniz, duyan benim yanıma koştu, duyan koştu. Onlar geldikçe ben daha çok bağırdım...'

'Sonra?..'

'Sonra beni başkan seçtiler...'

'Yani sen başkan mı oldun?..'

'Evet... Bir şey yapmama gerek kalmıyordu, ben bağırdıkça onlar 'Memleket seninle gurur duyuyor' diye alkışladılar. Yiyecek birçok şey vardı. Ben ise yedim ve bağırdım, yedim ve bağırdım...'

'Pekiii... Senin eşek olduğunu anlamadılar mı?...'

Eşek yanıtladı: 'Anladılar anlamasına da iş işten geçmişti...'

Monday, 3. September 2007

OYUNA GELMEYİN!

Ey asil ve necip Türk Milleti!

Diyet, perhiz, rejim gibi faaliyetler hedefte Türk delikanlılarının ve enelde de Türk millletinin devamını engellemek için dış mihraklar tarafından gündeme getirilmiş şuurlu bir düzmecedir. Gaye, eskiden bir koyunu, bir oturuşta götüren dev gibi babayiit atalarımımızı ve tarlada doğum yaptıktan sonra bebeğini kundaklayıp, elde orak tarlada çalışmaya devam eden Türk kadınlarını; kalori hesaplayan hapşırınca yatağa giren, fitness ve aerbik yapan çıkırıldım tiplere dönüştürmek ve büyük Türk ırkını Çinliler, Japonlar gibi sıska, zayıf ve sağlıksız bir ırk halien getirmektir. İcabı halinde 240 kiloluk top mermisini tek başına namluya süren bir babayiğidi, kalori hesaplayan, yoğurtlu kebabı reddeden bir züppe haline getirilmesinden daha büyük bir soykırım olabilir mi? İç yağının, kuyruk yağlarının, anamızın VİTA yağının kolestrol yaptığı palavradır. Kolestrol, kebapları yedikten sonra iki şişe soda içerek ayarlanabilecek bir gaz durumudur.
Sakın bu oyuna düşmeyin.

Feminizm, kadın hakları, çevre şuuru ve eşitlik adı altında Türk kızlarının akılları çelinerek, yemek yapmayı bilmeyen, bizim istikbalimiz olan yavrularını, abuk sabuk yiyeceklerle yetiştirecek, damak zevki gelişmemiş, sunta kılıklı diyet bisküvilerini yiyecek sanan bir hale getirilmişlerdir. Ayrıca kör olası dış mihraklar, bu kızlarımıza kebap-soğan-lahmacun-çiğ köfte vb. lezzetleri yiyen, bardan bardak şalgam suyu içen yiyen yiğitlerimize hanzo-kıro gibi sıfatlar takmayı öğretmişlerdir.

Ayrıca son senelerde moda gibi gösterilmeye çalışılan Çin mutfağı diye bir şey yoktur. Bu sözde mutfak, acai p zerzevat ile acaip malukatın, wog adlı bir tencerede yan pişmiş yarı çiğ olarak hazırlanıp insanlara eziyet olsun diye sopalar ile yenmesinden ibaret bir hokkabazlıktır. Sakın kanmayın, sakın yemeyin. Helal değildir!

Unutmayın, su uyur, düşman uyumaz!

(Şişli'deki bir dürümcünün reklam broşüründen harfi harfine aktarılmıştır.)

Sunday, 2. September 2007

METRES

Kari koca yemek yiyor... O sirada masaya yaklasan
heykel gibi güzel bir
esmer, adami selamlayip geçiyor.
Adamin karisi soruyor:
- Kim bu afet?
Adam: - Eger mutlaka bilmek istiyorsan söyleyeyim,
metresim!
Kadin: - Bir de bu kadar pervasizca söylüyorsun.
Bosaniyorum senden!
Adam: - Yani Etiler'deki apartmani, Kandilli'deki
yaliyi, Göcek'teki tekneyi ve Nice'deki villayi birakiyorsun...
Uzun bir sessizlik olur. Çift yemegini çatallarken
kadin birden sorar:
- Su arkada oturan Fuat degil mi? Yanindaki kadin kim?
Adam: - Fuat'in metresi.
Kadin: - Ay bizimki çok daha güzel!

Tuesday, 24. July 2007

Ne olcek şimdi?


...

“Bu halk gitti yine AKP’ye oy verdi, bu halk için çalışılmaz” türünde özünde halk düşmanı bir yılgınlık psikolojisinin yayılmasına da izin verilmemelidir.

Halk verdiği oydan dolayı suçlanamaz.

Halk yanlış yere oy verdiyse doğru partiyi kuramamışsınız demektir.

Yapılacak olan halkı suçlamak değil, muhalefet güçlerini eleştirmek ve halka doğruyu gösterecek partiyi inşa etmektir.

...

tüm makale için bkz.

Demek ki...

Demek ki Türk milletinin yaklaşık yarısı, sokakta ve her yerde karşılaşıp konuştuğumuz veya tanımadığımız her iki kişiden biri AKP’den memnunmuş.

Neden böyle olduğu haftalarca tartışılması gereken karmaşık bir olaydır.

Bu demektir ki, işsizlik, yoksulluk, terör, dış politika yenilgileri, haksızlık, adaletsizlik, gelir dağılımı, bizim insanımızın yarısı için sorun değildir.

Esnaf, çiftçi, memur, işçi, emekli, ev kadını, öğrenci...

ınsanlarımızın yarısı durumundan ve ülkenin gidişinden memnun.

Her şey iyi gidiyor!

Milletimizin yarısı oylarını "istikrar" için kullanmıştır ve dört yıl daha her şey daha da iyiye gidecektir.

Örneğin borsa yükseldikçe yükselecek, bu yükseliş milletimize yarayacaktır!

* * *

Sonra bir seçim oldu, hiç kimsenin beklemediği bir sonuç belirdi.


"Demek ki biz uzayda, başka bir gezegende yaşıyormuşuz. Türkiye’nin ve toplumun hiçbir şeyini bilmiyormuşuz! Demek ki insanlar durumdan, gidişten memnunmuş.

Seçim günü uzay gemisinden paraşütle, hiç bilmediğimiz bir ülkeye indik. Burasının Türkiye olduğunu öğrendik. Ülkenin gerçeklerini, nasıl böyle yanıldığımızı da yakında inşallah öğrenmeye başlayacağız!"

Işte böyle!..
ZG 24.07.07 05.38

Ara

 

Vesaire

Ç ç Ğ ğ İ ı Ö ö Ş ş Ü ü

»» Türk Harfleri Çevirmeni

»» Bize Ulaşın
»» RSS:Başlıklar

Arşiv

July 2025
Sun
Mon
Tue
Wed
Thu
Fri
Sat
 
 
 1 
 2 
 3 
 4 
 5 
 6 
 7 
 8 
 9 
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
 
 
 
 
 

Sıcağı sıcağına

https://static.twoday.net/ yilmaz/images/DX07N_4UMAAC zhh.jpg
https://static.twoday.net/ yilmaz/images/DX07N_4UMAAC zhh.jpg
zehni - 9. Mar, 17:18
von Blogger zu Blogger
Würdest Du mir ein Interview geben? Ich schreibe unter...
ChristopherAG - 5. May, 01:06
Su akıyor ve ben gidiyorum...
Sonra fark ettim ki Su akıyor rüzgar esiyor Yağmur...
zehni - 15. Apr, 13:42
Sana..
Haddeden geçmiş nezâket yâl ü bâl olmuş sana Mey süzülmüş...
zehni - 15. Apr, 13:32
Görenlere Aşk ola
Asik olan ummana düser vay vay vay Hayvan gelir insan...
zehni - 25. Dec, 16:15
İnek nasıl kaşınır?..
İNEĞİN köydeki Atatürk büstüne sürünmesi ve büstü devirip...
zehni - 26. May, 20:22
Takvimlerden haberin...
GECELER DÜŞMAN Söz - Beste : Adnan Ergil Takvimlerden...
zehni - 26. May, 20:19
DİNİ YİRMİ KURUŞA SATMAYANLAR
Londra'daki caminin yeni imamı şehre gitmek için hep...
zehni - 10. Apr, 12:48
UPANİŞADLAR
İnsanlığın en eski felsefe eserleri. 4000 yıl önce,...
zehni - 17. Mar, 18:20
YEM BORUSU
Görmüyoruz sanmayın içyüzünü işlerin, O doğru duruşların...
zehni - 14. Mar, 13:02

Users Status

You are not logged in.

Durum

Online for 7577 days
Last update: 15. Jul, 02:03

turkey




Get Firefox!
Get Thunderbird!

CiDDi CiDDi
FUCKUELTE HAYVANI
gayriciddi
KOESHEM
OKUMUSH CHOCUK
SHARKI ve SHIIR
ya$ayarak
Profil
Logout
Subscribe Weblog