desiderus ERASMUS
15. yüzyilda yasamis hollandali düsünür.hümanizmin babasi.
erasmus, evlilik disinda dogmugtu; daha çarpici tabiriyle piçti;
din adami olmasina karsin kilisenin dogmatizmine hep kar$i çikti.bunun üzerine reformistlerden ilgi gördü.ama reformistlere de ele$tiri getirdigi için asla taraf olamadi. her zaman insan için iyi olani savundu ve kilise
yanlilariyla kilise kar$itlarini uzla$tirmaya çali$ti. ölünceye dek bunu ba$aramadi ama iki tarafa da dahil olmadi.
Türkçeye çevrilen tek eseri "delilige övgü"dür. bunun di$inda stefan zweig'in onun hakkinda yaptigi ara$tirma kitabi dilimize çevrilmi$tir. diger latince eserlerini meraklisi olmadigi için çevirmiyorlar sanirim. eh tabi insan caninin ekmek parasi kadar
ucuz oldugu ve hatta ekmegin insan canindan daha pahali oldugu bir memlekette kim napar elin hümanistini. ne desem bo$.
ayrica incil'in ana metni olan aramca'dan yaptigi tercüme ile (onun zamanina kadar, daha da önce yapilmis olan latince tercüme kullaniliyordu) yerlesmis
olan bir 'çeviri hatasini' tesbit etti. tesbit ettigi hata hiristiyanligin en büyük dogmalarindan birini yikiyordu!
erasmus'a kadar olan incillere göre; musa paygamber tuva'dan indiginde basina boynuz (kern) vardi! erasmus aramca orjinalleri okuyunca musa'nin basindakinin boynuz degil nur
(gern) oldugunu çözmüstür. tabii hiristiyan teolojisi tekrardan kendini revize etmek zorunda kalmistir.
tarihin en büyük hümanistlerinden biri olarak uygarligin siciline adini yazdirdi..
her çagin kendine özgü bir ortami vardir. kilisenin yetistirdigi bu kimsesiz çocuk, kimligini protestan-katolik çatismalarinin kanli savasim süreçlerinde belgeledi. ne var ki erasmus'u kavga adami sanmayin. o dünyasini kagit üzerinde sinirlamaya çalisan bir dü$ün adamiydi; benligini koruma içgüdüsü öylesine yogundu ki, kendisine çikarci, pisirik, yüreksiz diyenlerin haksiz
oldugu söylenemez. erasmus, roma kilisesine baskaldiranlarla papaliktan yana olanlar arasinda derinlesen çeliskinin uçurumuna düsmekten kendisini yasaminin sonuna dek korumaya çalisti..oysa hiristiyanlik dünyasi ikiye
çatliyordu ve bu çatlaktan sizan isik, yeni bir çagin aydinligini haber veriyordu. bagnazlik üzerine tahtini kurmus papanin otoritesi zayifladikça, ortaçagin karanlgi aklin isigiyla delinecekti..
rotterdamli erasmus iste bu süreçte aklin özgürlügünü savunmus; ama süregelen kavgada kendisinden baskasini tutmak yürekliligini gösterememistir.
yine de insanlik tarihinin büyük hümanistlerinden biri olarak aniliyor..
savasi yeren, krallari "halki sömürmekle" suçlayan, bilimi ahlaka indirgeyen rahmetli kisi...
erasmus, evlilik disinda dogmugtu; daha çarpici tabiriyle piçti;
din adami olmasina karsin kilisenin dogmatizmine hep kar$i çikti.bunun üzerine reformistlerden ilgi gördü.ama reformistlere de ele$tiri getirdigi için asla taraf olamadi. her zaman insan için iyi olani savundu ve kilise
yanlilariyla kilise kar$itlarini uzla$tirmaya çali$ti. ölünceye dek bunu ba$aramadi ama iki tarafa da dahil olmadi.
Türkçeye çevrilen tek eseri "delilige övgü"dür. bunun di$inda stefan zweig'in onun hakkinda yaptigi ara$tirma kitabi dilimize çevrilmi$tir. diger latince eserlerini meraklisi olmadigi için çevirmiyorlar sanirim. eh tabi insan caninin ekmek parasi kadar
ucuz oldugu ve hatta ekmegin insan canindan daha pahali oldugu bir memlekette kim napar elin hümanistini. ne desem bo$.
ayrica incil'in ana metni olan aramca'dan yaptigi tercüme ile (onun zamanina kadar, daha da önce yapilmis olan latince tercüme kullaniliyordu) yerlesmis
olan bir 'çeviri hatasini' tesbit etti. tesbit ettigi hata hiristiyanligin en büyük dogmalarindan birini yikiyordu!
erasmus'a kadar olan incillere göre; musa paygamber tuva'dan indiginde basina boynuz (kern) vardi! erasmus aramca orjinalleri okuyunca musa'nin basindakinin boynuz degil nur
(gern) oldugunu çözmüstür. tabii hiristiyan teolojisi tekrardan kendini revize etmek zorunda kalmistir.
tarihin en büyük hümanistlerinden biri olarak uygarligin siciline adini yazdirdi..
her çagin kendine özgü bir ortami vardir. kilisenin yetistirdigi bu kimsesiz çocuk, kimligini protestan-katolik çatismalarinin kanli savasim süreçlerinde belgeledi. ne var ki erasmus'u kavga adami sanmayin. o dünyasini kagit üzerinde sinirlamaya çalisan bir dü$ün adamiydi; benligini koruma içgüdüsü öylesine yogundu ki, kendisine çikarci, pisirik, yüreksiz diyenlerin haksiz
oldugu söylenemez. erasmus, roma kilisesine baskaldiranlarla papaliktan yana olanlar arasinda derinlesen çeliskinin uçurumuna düsmekten kendisini yasaminin sonuna dek korumaya çalisti..oysa hiristiyanlik dünyasi ikiye
çatliyordu ve bu çatlaktan sizan isik, yeni bir çagin aydinligini haber veriyordu. bagnazlik üzerine tahtini kurmus papanin otoritesi zayifladikça, ortaçagin karanlgi aklin isigiyla delinecekti..
rotterdamli erasmus iste bu süreçte aklin özgürlügünü savunmus; ama süregelen kavgada kendisinden baskasini tutmak yürekliligini gösterememistir.
yine de insanlik tarihinin büyük hümanistlerinden biri olarak aniliyor..
savasi yeren, krallari "halki sömürmekle" suçlayan, bilimi ahlaka indirgeyen rahmetli kisi...
prometheus - 17. Feb, 22:48
Trackback URL:
https://yilmaz.twoday.net/stories/527777/modTrackback