SHARKI ve SHIIR
Bir fırtına tuttu bizi deryaya kardı
O bizim kavuşmalarımız a yarim mahşere kaldı
Yeni cezve yeni cezve kaynar kaynamaz oldu
O benim nazlı yarimin dilleri söyler söylemez oldu
Yeni cezve yeni cezve kaynıyor ocakta
Kasatura belimizde a yarim martinimiz kucakta
Mapsanede yata yata yanlarım çürüdü
Pencereden baka baka a yarim ela da gözler süzüldü
Anonim Selanik türküsü
zehni - 29. Mar, 14:45
Size bir hikayem var dostlar,
Yani dinleyenin içi sızlar.
Vardı bizim köyde bir eşek
Her gün yatardı yorgan döşek
Hastalıktan yatmazdı zavallı
Bizimki sırılsıklam sevdalı
Merada taze otları yerken
İlişiverdi O gözüne birden
Sonra öğrendi horozdan gerçeği
O komşuların aldığı yeni eşekti
Leydimiz ahım şahım değildi, ama
Gönül bu aka da konuyor boka da
Her yerde onu düşünüyordu
Hele kulakları aklından hiç gitmiyordu
Sevdanın iyisi kötüsü yoktur
Ama karşılıksız olanı çok boktur
Sonunda karar verdi ilan-ı aşk etmeye
Yoksa sevdadan gidecekti tahtalıköye
Bizimki uyandı heyecandan erken zaman
Güzelce paketledi hediye için biraz saman
Hayaller kurarak düştü yola
Şimdiden olmuştu nur topu gibi bir sıpa
İşte ahırın önünde bağlıydı sevdiği
Ne güzel de yakışmıştı üstündeki semeri
Sevgiyle heyecanla yaklaştı yanına
Başladı anırarak sevgisini sıralamaya
“Hayatım boyunca sizi bekledim hep
siz hayatta gördüğüm en güzel merkep
Eğer kabul ederseniz sevgimi
Olacağım dünyanın en mutlu erkeği”
Leydimiz burnunu dikti havaya
Dedi “layık mıyım senin gibi salağa
Sen dünyada gördüğüm en uyuz merkep
Daha sinirlenmeden çabuk burayı terket”
Bizimkinin kulakları aşağıya düştü
Hayalleriyle vücudu o anda söndü
Leydimiz sırtında yükle pazara yollandı
Bizimki kasapta sucuk olarak sallandı.
Duygusuz insanların kapılmayın hayaline
Sonunda dönersiniz bizim eşeğin haline.
zonguldaklı, taşkömürü kurumunda işçi, hayatı kırıntısına kadar
yaşamak isteyen biri...
Atilla Kaya
zehni - 28. Mar, 23:37
"...Ruhum sıkıldıkça ruhum
Cemil Beysiz tambur gibi
apayrı bir hava çalıyor
vücudum..."
zehni - 23. Mar, 20:49
İşte böyle akşamlara nasıl güzel yakışır, Fikret Kızılok'un "İçmeden" şarkısı :
"akşam olur hani
gün suya batar nabız gibi
tek tek düşünceler
büyüler insanı
yaşanan dönmez artık
gelecek bir bilmece
mırıldanır dudakların
geçmişi hece hece
yastığın uykularda
yüreğin kuşkularda
ellerin boşluklarda
sen de gece olursun
karanlık meraktadır
uzaklar yakınlarda
yelkovan saymaktadır
geçmiş zaman olursun
elini uzatsan dokunamazsın
söylemek istesen konuşamazsın
dört bir yanında sen varsın
kaçsan kurtulamazsın
düşlerin gerçeklerin yalanların
dostların arkadaşların
dört bir yanında sen varsın
bir kadeh içmeden sarhoş olursun"
zehni - 23. Mar, 20:46
Gamzeler
seni böyle görmek istemezdim yar,
saclarin kar beyaz,yüzün solgun..
seneler doldurmuş gamzelerini
ama gözlerine dokunmamiş yar..
yazik sana nasil kiydilar yar,
öpülecek ellerini kimler yordu..
acilar cürütmüş hayallerini,
ama gözlerine dokunmamiş yar..
seneler doldurmuş gamzelerini,
ama gözlerine dokunmamiş yar..
Ulaş Ay
zehni - 22. Mar, 11:36
Eskiler alıyorum
Alıp yıldız yapıyorum
Musikî ruhun gıdasıdır
Musikîye bayılıyorum
Şiir yazıyorum
Şiir yazıp eskiler alıyorum
Eskiler verip Musikîler alıyorum
Bir de rakı şişesinde balık olsam
(O.V.K. - Vazgeçemediğim)
yilmaz - 21. Mar, 14:43
Cânân ki Degüstasyon'a gelmez
Balıkpazarına hiç gelmez.
(O.V.K. 01/02/51)
yilmaz - 21. Mar, 14:37
Ata'dan
Diyar'a
Ya da Tavernaya
Ugradi yolumuz
Çakirliğinda bir ufakliğin
Yolumuzu gözleyen
Bilgi saymaktan yorgun
Bir sayarci ve anasi cocuklarinin
Karsisinda
Kuralsizliğa kuralar koymaya
yada koymamaya,yada her neyse
Bir Anarsist
Karsi masada
Ayari bozuk müsteri sürüsü
Sarkilar Böğüren
Yan masada
Hayat yorgunu bir kadin
Ve onu anlarmis gibi dinleyen
Uzun sacli vede yasli
Ve belliki kasarli bir adam
Oturduk
Biz
Yani
Ben
Re sesinde
Bir calgici...
Sonra
Müdürler
Boyunlari
Kravat yorgunu müdürler
Genel müdürler
Dağda gezen müdürler
Bağrim ezen müdürler
Dilleri dolasir
Cevap da veremezler
zehni - 20. Mar, 12:26
Basit yasayacaksin. Basit.
Mesela susayınca su içecek kadar basit...
Dört çıkacak, ikiyi ikiyle çarptığında.
Tek düğmesi olacak elindeki cihazin;
tek bir düğme, tek bir cümle gibi...
Sevince lafı dolandırmadan soylediğin
"seni seviyorum" gibi.
Basit bir öpücük yetecek sana...
Basit, sıcak bir öpücük;
ve o opücükle dolacak tüm günlerin, tüm düşlerin.
O öpücük için yapacaksın hayatının kavgasını,
öpücük için yiyeceksin hayatının dayağını.
Kabak çekirdeği verecek sana
rakamların veremediği mutluluğu.
El yazısıyla yazılmış eğri büğrü bir mektup olacak
en değerli kağıdın -hep yanında taşıdığın, atmaya
kıyamadığın.
İki harekette giyiniverecek,
iki harekette soyunuvereceksin.
Kısacık olacak uyanman,
ve yola çıkman arasında geçen süre;
Kısacık olacak sıcacık kollara dolanman ve
yolculuklara çıkman arasında geçen süre.
Kendin bile anlayabileceksin yazdıklarını;
bakışların bile anlatabilecek kendini.
Beklentilerin de basit olacak:
Kaf Dağı'nın önünde bekleyecek mutluluklar.
Bir ıslıkta bulabileceksin en uzun dostluk romanını;
ya da bir damla gözyaşı yaşatacak sana en ucuz aşk
romanını.
Pankreasının sağlığına dua edeceksin
kapatırken gözlerini.
Bir kaşarlı tost olacak aradığın
nasıl oturacağını
bilemediğin sofrada,
parmakların en kıymetli çatalın.
Yine, aynı parmaklar çözecek en karmaşık denklemleri.
İskender'in kılıcı duracak avukat rehberinin yanında.
Bir filarmoni orkestrası veremeyecek sana
kontrplak bir gitarda doğru basılmış bir
"fa diyez"in mutluluğunu.
Makyajı ilk "a" sına kadar bilmen yetecek.
Temizlik kokacak en pahalı parfümün.
"Bilmiyorum" diyebileceksin bilmediğinde ve
Çok normal olacak "onu da" bilemeyişin.
Tek dereden su getirmen yetecek,
bir "istemiyorum" diyebilmeye,
Ne durduğu farketmeyecek abanın altında.
Saatin, sadece saati gosterecek,
Telefonunu sadece telefon etmek için kullanacaksın,
Küçük bir not defteri olacak "bilgini" en hızlı "sayan".
Basit yaşayacaksın, basit.
Sanki yaşamın bir gün sona erecekmiş gibi
basit...
NAZIM HİKMET
zehni - 17. Mar, 11:25
de gülüm! De ki: ela bir günde geleceğim
istanbul darmadağın olacak, saçlarım
darmadağın. Hepsi, darmadağın!
üzülme gülüm! Toparlanacağız, birlikte,
ayağa da kalkacağız, yürüyeceğiz de gülüm
hem de çelikten toprağını dele dele hayatın!
de gülüm! De ki: bitmiştir umut, bitmiştir
sevgi, bitmiştir güven!
güven bana gülüm!
sana bitmemişliği öğretecek, tattıracaktır
hasretten-hakikaten-ten değiştiren yüzüm!
göreceksin gülüm! Bekle!
hırslarımız, acılarımız gitgide ihanetlere
hainlere, ezilmelere alışacak..
göreceksin-sevinçten ağlayacaksın gülüm-ki
işte o vakit bana-doğrudur!-
şair olmak, seni sevmek pek çok yakışacak!
bak! şiirler var, mektuplar var, çocuklar var,
sokaklar var, kediler!
inan bana gülüm, ölüm yok bir tek! ölüm yok bize!
ölüm inananlar için sessizce
kara kapli kitaplardan çıkartılacak..
göreceksin gülüm! Bekle! Göreceksin!
artık hiçbir insan, hiçbir kavga ve hiçbirimiz
bu dünyada, yapayalnız, umarsız kalmayacak!
k.isk...
prometheus - 16. Mar, 20:05