SHARKI ve SHIIR
Kuruldum düslerine tezen gelesin
Serildim yollarina incinmeyesin
Dersin gelememde inanmayasin
Agla beni agla beni agla beni gelirsen yarala beni
Vurur elin acir deyi kapi ördüm güller ile
Sofra kurdum sarap ile
Dokunurda duymam diye dösek serdim kendim ile
Yastik ettim kolum ile
Koklamadan saclarini
Tatmadan hic sarabini
Sarhos oldum sarhos oldum
Bagla beni bagla beni bagla beni gelirsen bagla beni
Sazimin ezgisi acmazdamisin
Ezgimin dizesi nazdamisin
Gönlümün zor türküsü yollardamisin
Agla beni.......
Saim kocali
zehni - 10. Dec, 13:38
"Bir elde kadeh, bir elde Kur'an
Bir helaldir işimiz, bir haram,
Şu yarım yamalak dünyada,
Ne tam kafiriz, ne tam müslüman."
ömer Hayyam
yilmaz - 8. Dec, 16:12
Yas otuz bes! Yolun yarisi eder.
Dante gibi ortasindayiz omrun.
Delikanli cagimizdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugun,
Gozunun yasina bakmadan gider.
Sakaklarima kar mi yagdi ne?
Benim mi Allahim bu cizgili yuz?
Ya gozler altindaki mor halkalar?
Neden boyle dusman gorunuyorsunuz;
Yillar yili dost bildigim aynalar?
Zamanla nasil degisiyor insan!
Hangi resmime baksam ben degilim:
Nerde o gunler, o sevk, o heyecan?
Bu guler yuzlu adam ben degilim
Yalandir kaygisiz oldugum yalan.
Hayal meyal seylerden ilk askimiz;
Hatirasi bile yabanci gelir.
Hayata beraber basladigimiz
Dostlarla da yollar ayrildi bir bir;
Gittikce artiyor yalnizligimiz
Gokyuzunun baska rengi de varmis!
Gec farkettim tasin sert oldugunu.
Su insani bogar, ates yakarmis!
Her dogan gunun bir dert oldugunu,
Insan bu yasa gelince anlarmis.
Ayva sari nar kirmizi sonbahar!
Her yil biraz daha benimsedigim.
Ne donup duruyor havada kuslar?
Nerden cikti bu cenaze? Olen kim?
Bu kacinci bahce gordum tarumar.
N'eylesin olum herkezin basinda.
Uyudun uyanamadin olacak
Kim bilir nerde, nasil, kac yasinda?
Bir namazlik saltanatin olacak.
Taht misali o musalla tasinda.
CAHIT SITKI TARANCI
(henüz o kadar olmamissak bile ...)
yilmaz - 7. Dec, 11:11
Leben ist nur ein wandelnd Schattenbild,
Ein armer Komödiant, der spreizt und knirscht
Sein Stündchen auf der Bühn und dann nicht mehr
Vernommen wird; ein Märchen ists, erzählt
Von einem Blödling, voller Klang und Wut,
Das nichts bedeutet.
William Shakespeare
Yasamak dedigin ne ki :Yürüyen bir gölge,bir zavalli kukla bu sahnede:Bir saat boy gösterip ,boyun kirip gidecek ! Bir daha duyulmayacak artik sesi.Bir aptalin anlattigi bir masal bu:kuru gürültüler,deli sacmalariyla dolu ve hic bir anlami olmayan
zehni - 29. Nov, 19:41
Uzanıp Kanlıca’nın orta yerinde bi taşa
Gözümün yaşını yüzdürdüm Hisar’a doğru
Yapacak hiçbir şey yok gitmek istedi gitti
Hem anlıyorum hem çok acı tek taraflı bitti
Bi lodos lazım şimdi bana, bi kürek, bi kayık
Zulada birkaç şişe yakut yer gök kırmızı
Söverim gelmişine geçmişine ayıpsa ayıp
Düşer üstüme akşamdan kalma sabah yıldızı
Ne acı ne acı insan kendine ne kadar yenik
Bulunmadı ihanetin ilacı yürek koca bir karadelik
Yapacak hiçbir şey yok gönül bu sevdi
Yeni bir ten yeni bir heyecan bilirim üstelik
Bi lodos lazım şimdi bana, bi kürek, bi kayık
Zulada birkaç şişe yakut yer gök kırmızı
Söverim gelmişine geçmişine ayıpsa ayıp
Düşer üstüme akşamdan kalma sabah yıldızı
Ah İstanbul İstanbul olalı
Hiç görmedi böyle keder
Geberiyorum aşkından
Kalmadı bende gururdan eser
Sezen Aksu
zehni - 29. Nov, 15:38
“Annelerin ninnilerinden,
spikerin okuduğu habere kadar,
yürekte, kitapta ve sokakta,
yenebilmek yalanı,
anlamak Sevgilim.
O bir müthiş bahtiyarlık;
Anlamak gideni
ve gelmekte olanı.”
Nazım Hikmet
yilmaz - 26. Nov, 12:23
Hava keskin bir kömür kokusuyla dolar,
Kapanirdi daha gün batmadan kapilar.
Bu, afyon ruhu gibi baygin mahalleden,
Hayalimde tek çizgi bir sen kalmissin, sen!
Hülyasindaki genis aydinliga gülen
Gözlerin, dislerin ve ak pak gerdaninla
Ne güzel komsumuzdun sen, Fahriye Abla!
Eviniz kutu gibi küçücük bir evdi,
Sarmasiklarla balkonu örtük bir evdi;
Günesin batmasina yakin saatlerde
Yikanirdi gölgesi kuytu bir derede.
Yaz, kis yesil bir saksi itir pencerede;
Bahçende akasyalar açardi baharla.
Ne sirin komsumuzdun sen, Fahriye Abla!
Önce upuzun, sonra kesik saçin vardi;
Tenin bugdaysi, boyun bir basak kadardi.
Içini giciklardi bütün erkeklerin
Altin bileziklerle dolu bileklerin.
Açilirdi rüzgârda kisa eteklerin;
Açik saçik sarkilar söylerdin en fazla.
Ne çapkin komsumuzdun sen, Fahriye Abla!
Gönül verdin derlerdi o delikanliya,
En sonunda varmissin bir Erzincanliya.
Bilmem simdi hâlâ bu ilk kocanda misin,
Hâlâ daglari karli Erzincan’da misin?
Birak, geçmis günleri gönlüm hatirlasin;
Hâtirada kalan sey degismez zamanla,
Ne vefali komsumuzdun sen, Fahriye Abla!
Ahmet Muhip Dranas
yilmaz - 26. Nov, 12:18
Felluce'yim ben... Yıkık, harap, mağrur ve asi...
Medeniyet denilen arsız yalanın tekzibi...
İşgale uğradım, yağmalandım, kana bulandım.
Evlatlarım ceset ceset yatar caddelerimde...
...dünyanın gözleri önünde...
Sofrasında yer aradığınız bir ziyafetin zor lokmasıyım.
Barbarların istilası karşısında Şark'ın nefs - i müdafaasıyım.
* * *
Bayramdı.
Çatışma vardı.
Cuma sabahı camide vuruldum.
Yerde can çekişirken bulundum.
Yaradan'ın evinde, Yok - eden vardı o gün...
Aradıklarını söyledikleri kitle - sel imha silahlarıyla geldiler.
Kafama nişan alıp, beynimi deldiler.
Dağıldı kafam, parçalandı yüzüm.
Kızıla kesti dayandığım duvar;
Kendi kanıma gömüldüm.
* * *
Tanırsınız beni...
Vietnam'da beynine kurşun sıkılan da bendim;
Filistin'de taşlarla kolu bacağı kırılan da...
İzmir'de ilk kurşunu atan da...
Hepsinde suçum aynıydı:
İşgalciye karşı ülkemi savunuyordum.
Ve kanlar içinde yattığım yerden dünyaya, unuttuğu bir yemini, "isyan"ı
hatırlatıyordum.
* * *
Fakat ne mümkün!
Katilim, benden çok önce dağıtmış dünyanın beynini...
Kara bir perde inmiş Ademoğullarının gözüne...
Görmüyor, duymuyor, ses vermiyor.
Susuyor riyakarca...
Aslan tarafından parçalanan avın artığına göz dikmiş sırtlanların iştahıyla...
...susuyor, katliama ortak olma pahasına...
* * *
Şimdi yalanlar söyleyecekler sana...
"Özgürlük götürdük, onun için öldürdük" diyecekler.
Bir tek yüzüm var, bunun karşısına koyabilecek.
Bu darmadağın, bu delik deşik, bu kanlı yüz, feneri olsun kör gözlerinizin...
Felluce adını, zulmün defterine yazın.
Ve asla unutmayın.
Dönerim bir gün; mazlumun ahı gibi çıkar gelirim.
İsyanlarla, sandıklarla... olmazsa, belime sarılmış bombalar, cephane yüklü
kamyonlarla...
"Terörist" diye işitirsiniz manşetlerde adımı yine; büyüğüne tapar, küçüğünü lanetlersiniz.
Suçlunun savcı, mazlumun sanık olduğu bu sefil mahkemede, adım adım faşizme gidersiniz.
Ödersiniz bedelini sükutunuzun...
Bir gün pişman olursunuz.
İşte o gün hatırlayın beni:
Ben, Felluce'yim.
21. asrın kabristanı, insanlığın son kalesiyim.
can.dundar@e-kolay.net
zehni - 24. Nov, 22:56
Aksam ruzgari
Yesil gözlerinde ucuyor
salkim sögüdün
Yukarida ciril ciplak bir ay
Cok sükür cok sükür
Böyle bir gecede yanliz degilim.
Sarap ,ay ,rüzgar ve salkim sögüt
Senden konusuyoruz
Ergün Yaldiz
zehni - 23. Nov, 00:14
Bu ask burada biter ve ben çekip giderim
Yüregimde bir çocuk cebimde bir revolver
Bu ask burada biter iyi günler sevgilim
Ve ben çekip giderim bir nehir akip gider
Bir hatiradir simdi dalgýn uyuyan sehir
Solarken albümlerde çocuklar ve askerler
Yüzün bir kir çeçegi gibi usulca söner
Uyku ve unutkanlik gittikçe derinlesir
Yan yana uzanirdik ve islakti çimenler
Ne kadar güzeldin seni nasil essiz bir yazdi!
Bunu anlattilar hep, yani yiten bir aski
Geçerek bu dünyadan bütün ölü sairler
Bu ask burada biter ve ben çekip giderim
Yüregimde bir çocuk cebimde bir revolver
Bu ask burada biter iyi günler sevgilim
Ve ben çekip giderim bir nehir akip gider
Ataol Behramoglu
zehni - 13. Nov, 22:04