pen36 header icon36

CiDDi CiDDi

Sunday, 23. January 2005

Kurban çağrışımları...

Ne ilgisi var diyeceksiniz ama, ben değil belleğim bulup çıkardığına göre elbette bir ilgisi alakası vardır diye düşünüyorum..Kurban bayramlarının bildik görüntülerinin yansıdığı gazete sayfaları ve televizyon ekranları beni bir kez daha yoz kültürümüzün ürünü kan ve alev ortamına sürükledi.Her şey herkesin gözü önünde olduğu için kaçmalı kovalamalı yakalayıp bıçaklamalı bayram görüntülerinin ayrıntılara girmeye hiç gerek yok.Ama bu görüntülerin bana bunca yıldır her kurban bayramında aynı soruyu sordurmasına,aynı çağrışımları yaptırmasına artık dayanamadığımı söylemek zorundayım.
Soru "acaba dünya bizi nasıl görüyor?" olmalı diye düşünürken , bir başka kan ve alev ortamı nedeniyle aslında bu sorunun çoktan yanıtlandığını da pekala biliyorum. Olsun "Döneme uyun.." buyruğunu kulak ardı edip İstanbul'da "sokak ortasında.." Frankfurt'ta " banyo küvetinde.." hayvan boğazlayan Müslüman kardeşlerimle; "kıymayın hayvanlara.." çığlıklarından rahatsız olan "köşe kadısı.." kurban bayramı "fetvacılarının.." bir kez daha düşünmelerini istiyorum.
Bir başka kan ve alev ortamı derken geçen güz yaşanan Çeçenistan Beslan'daki 2 Eylül 2004 çocuk kıyımından söz ediyorum. O vahşetin ardından önde gelen bir çok Arap yazarının "günah çıkardığını" anımsıyorum. Çarpıcı bir özeleştiri örneği olarak kesip sakladığım o haberi dincisinden ırkçısına tüm "cennet tacirlerinin.." okumasını ve de elbette düşünmelerini istiyorum.

El Arabiye televizyonunun müdürü Abdürrahman el Raşid , Şark ül Evsat gazetesindeki sütunundan bakın nasıl yanıtlıyor sorumu:
"Kesinlikle bütün Müslümanlar terörist değil, ancak büyük bir üzüntüyle 'dünyadaki teröristlerin çoğunluğunun Müslüman olduğunu' söyleyebiliriz. Osetya'da öğrencileri kaçıranlar Müslüman. Nepalli aşçı ve işçileri öldürenler de. Sudan'ın Darfur bölgesinde kadınlara tecavüz edip öldürenler Müslüman. Riyad ve Hubar'daki sivil yerleşim birimlerini havaya uçuranlar Müslüman. Fransız gazetecileri kaçıranlar Müslüman. Bir hafta önce iki Rus uçağını düşürenler ise iki kadın Müslüman. Bin Ladin ve El Havsi Müslüman….Bu kötü sicil bize kendimiz, toplumumuz ve kültürümüzle ilgili bir şeyler söylemiyor mu? Bu tablo, utanç verici bir tablodur. İnkâr etmek ve meşrulaştırmak yerine öncelikle bu tablonun doğru olduğunu kabul etmeliyiz. Masumiyetimizi iddia ederek makaleler ve nutuklar dökmemeliyiz. Bu hastalığa çözüm bulmamız için önce hasta olduğumuzu kabul etmeliyiz çünkü. İyileşmenin ilk adımı gerçeği kabullenmek, ikinci adımı ise yoz kültürün doğal ürünleri oldukları için terörist evlatlarımızın peşine düşmek….Yeni Müslümanlar sebebiyle İslam haksızlığa uğradı. Oysa bunlardan uzak bir din İslam. Metinlerinde ağaçların kesilmesini yasaklamakta ve öldürmeyi en büyük suç saymakta. Karıncanın ezilmesini bile kınamakta, kedinin susuzluğunu gidereni ödüllendirmekte. Bu tekfir cemaatleri, yöntem ve eğitmenleri ortaya çıkmadan önce bildiğimiz İslam buydu. Siyasi cemaat düşünceleri, dinlerini ve akıllarını bozdu. …Bu iğrenç suçları işleyen gençlerimizi ıslah etmemiz ise, minberde insanların evlatlarını savaşlara, kendi çocuklarını ise Avrupa ve Amerikan okullarına gönderen din bilginlerimizin zihniyetine çözüm bulunmasıyla mümkün olur ancak. (4 Eylül 2004)

Ortaya çıkan bu görüntü, hepimiz için ne kadar aşağılayıcı, acı verici ve insafsız değil mi? Peki böyle görüntüleri değil ortaya çıkarmak; olağanüstü çabalarla üstünü örttüğümüz kendi aşağılayıcı, acı verici ve insafsız görüntülerimiz ne olacak diye soracak olanlara bizim de bir yanıtımız olmayacak mı? Maraş'ta diri diri doğrananların, Sivas'ta diri diri yakılanların hesabını kimse sormayacak mı? Hiç kimse umutlanmasın kimse kimseyi aldatıp yanıltmasın .Bu hesap elbette sorulacak.Gün gelecek inanan insanlar kutsal kitabın "döneme uyun.." buyruğunun ne anlama geldiğini öğrenecek. İstanbul'da "sokak ortasında.." Frankfurt'ta " banyo küvetinde.." hayvan boğazlamanın şart olmadığını anlayacak. İnkâr etmek ve meşrulaştırmak yerine öncelikle bu tablonun doğru olmadığını kabul edecek. Halklığımızı iddia ederek "makaleler döktürmek.." hastalığından, "islami örgütlenme modeline hayranlık duyma.." kolaycılığından vazgeçecek. Çaresi yok bu hastalığa çözüm bulmak için neredeyse kan ve alevle bütünleşen yoz kültürün doğal ürünleri olan çocuklarımızın peşine düşüp, onları din ve toplumun çağdaş yorumlarıyla tanıştıracak…

Erbil Tuşalp erbiltusalp@birgun.net 23/01/05

Sunday, 26. December 2004

ÖĞÜT

Oğul,
Insanlar vardir, şafak vaktinde doğar, aksam ezaninda ölürler.
Avun oğlum avun.
Güçlüsün, kuvvetlisin, akillisin, kelamlisin.
Ama:
Bunlari nerede, nasil kullanacağini bilmezsen sabah rüzgarinda savrulur gidersin.
Öfken ve nefsin bir olup aklini yener.
Daima sabirli, sebatli ve iradene sahip olasin.
Dünya senin gözlerinin gördüğü gibi büyük değildir.
Bütün fethedilmemiş gizemler, bilinmeyenler, görülmeyenler ancak senin fazilet ve erdemlerinle gün işiğina çikacaktir.
Anani, atani say, bereket büyüklerle beraberdir.
Bu dünyada inancini kaybedersen yeşilken çorak olur, çöllere dönersin.
Açik sözlü ol. Her sözü üstüne alma. Gördün söyleme, bildin bilme.
Sevildiğin yere sik gidip gelme, kalkar muhabbeti itibar olmaz.
Üç kişiye aci:
Cahiller arasindaki alime,
Zenginken fakir düşene,
Hatirli iken itibarini kaybedene.
Unutma ki! Yüksekte yer tutanlar aşağidakiler kadar emniyette değildir.
Hakli olduğunda mücadeleden korkma.
Bilesin ki; atin iyisine doru, yiğidin iyisine deli derler.
"Ey oğul! Artik Beysin...
Bundan sonra öfke bize, gönül almak sana...
Suçlamak bize, katlanmak sana...
Acizlik bize, yanilgi bize, hoş görme sana...
Geçimsizlikler, çatismalar, uyumsuzluklar, anlaşmazliklar bize, adalet sana...
Kötü göz, şom ağiz, haksiz yorum bize, bağişlamak sana...
Ey oğul!
Bundan sonra bölmek bize, bütünlemek sana...
Üşengeçlik bize; uyarmak, gayretlendirmek, şekillendirmek sana...
Ey oğul!
Sabretmesini bil, vaktinden önce çiçek açmaz...
Şunu da unutma: Insani yaşat ki devlet yaşasin.
Ey oğul!
Yükün ağir, işin çetin.
Tanri yardimcin olsun!"

Sunday, 12. December 2004

Mavi patikli olmak zor zanaat

''Erkekler aglamaz.''
''Erkekler korkmaz.''
''Erkekler kari gibi gülmez.''
Derken ortalik dul kadindan geçilmiyor. Zira zavalli erkekler genç yasta Hakk'in rahmetine kavusuyorlar.
Siz hiç kapi komsusuna sabah kahvesine gidip karisini çekistiren erkek gördünüz mü?
Fare görünce bagiran?
''Bu ara sinirlerim zayif'' deyip habire aglayan?
Oysa onlar da kadinlarla ayni duygulara sahip olarak geliyorlar dünyaya.
Lakin daha ilk gün ayaklarina mavi patik giydirmek suretiyle ''Agir ol bakalim!'' diyoruz.''Ne alákasi var mavi patikle?'' demeyin. Mavi soguk ve ciddi bir renktir.Kime isterseniz sorun. Ve katiyen tesadüf degildir o patiklerin rengi.
Düsünülmüs, tasinilmis, seçilmistir.
Ayaga giydirildigi anda kulaga sunlar fisildanmis demektir: Sen erkeksin.
Erkek olmanin gerekleri vardir. Ömrünün sonuna kadar bunlari yerine getirmekle yükümlüsün.
Ömrünün süresi ise çatlama kat sayina bagli. Içine ata ata ne kadar yasayabilirsen artik.
Bize sorarsan pek uzun sürecegi kanaatinde degiliz.
Dikkat edecegin husus, en dramatik hallerde bile mavi patikli oldugunu unutmamandir.
Misal,
Ásik oldun.
Sakin belli etme. Birak karsindaki yansin tutussun. Sen agir ol. Molla desinler yeter ki ásik demesinler.Misal,Sevgilinden ayrildin.
Sakin aglayip sizlama. Yine birak karsindaki yikilip sürünsün.
Gözyasi dedigin kadin kismina yakisir.
Zaten senin gözyasi bezlerin mavi patik operasyonuyla alinmis bulunuyor.
Misal,Eve hirsiz girdi.Karinla yataktasiniz. Tikirti duydunuz ya da hirsizla burun buruna geldiniz.
Kim bogusacak adamla? Bak bakalim karinin ayaklarina! Ne renk patikleri? Pembe.Ya hirsizinkiyle seninki? Mavi.
Kural,
Mavililer bogusacak.
Pembeliler bagiracak.
Herkes görevini bilsin. Ta dogumhanede yapildi bu is bölümü.
Misal,
Esinle kavga ettin.
Ne yapacaksin? Hiç. Isine gidip hiçbir sey olmamis gibi çalisacaksin.
''Ay Ismail çok sinirim bozuk, benimki sabah sabah anneme laf etti'' diyemezsin.
Karin o esnada telefonun basinda, bir sigara ve bir kahve esliginde arkadaslarina seni çekistiriyor olabilir.
Olsun. Onun mazereti var, patikleri pembe.
Misal,
Evde aniden bir böcek peydahlandi.
Kim gidecek üstüne? Tabii ki sen. Zira karinin gitmesi hiçbir ise yaramaz.
Böcek renk körü mü? Maviyle pembeyi ayiramaz mi?
Ve sorarim sana, hangi böcek pembeden korkar?
Tam tersine aska gelip karinin üzerine tirmanmaya bile kalkisabilir.
Ama mavi... Birrrrr.
Misal,
Savasa gidilecek.
Kim gidecek? Tabii ki Mehmetçik. Sen hiç ''Vatan sagolsun'' diye bagiran
Aysecik gördün mü?
Benim bildigim Aysecik kameranin karsisinda ''Size baba diyebilir miyim
amca?'' diyordu
.Ve hatirladigim kadariyla omuzunda tüfek falan da yoktu.
Diyecegim, Mavi patikli olmak zor zanaat. Özellikle de seviyorken...

Sunday, 5. December 2004

Dünyanın en çok söylenen şarkısı hangisidir?

Bu şarkı "Happy birthday to you" dur.
Şarkının asıl kaynağı Amerika'lı iki kız kardeşe aittir.
Orijinal adı " Good Morning to All" yani " hepinize günaydın"dır.
Daha sonra güftesi değiştirilerek bütün dünyaya yayılmıştır.
Fakat telif hakkı kardeşlere aittir, onlardan sonra da Warner/chappel müzik şirketine geçmiştir.
Müzik ticari amaçlı kullanıldığı zaman şirkete ödeme yapma zorunluluğu vardır.

Akıl ile zeka arasında fark nedir?

Akıl yalanla gerçeği, doğru ile yanlışı ayırabilme,
bir konuda düşünce yürütebilme ve görüş
bildirme yeteneğidir. İnsan olgunlaştıkça
aklı gelişir. Zeka ise bir olayı önce anlama,
ilişkileri kavrama, yargılama ve açıklayarak
çözme yataneğidir. Genel olarak 12 yaşına
kadar gelişir, 20 yaşına kadar sürer sonra
sabit kalır.
Zeka bir insanın her türlü olay
karşısında aynı yeteneği gösterebileceği
anlamına gelmez. Bir besteci müzik yapıtını
aklıyla değil zekasıyla yaratır. Fakat en
basit matematik problemini çözemeyebilir. Sonuç
olarak zeka, ruhsal olaylara, algı ve hafıza
yeteneğine, tutkulara, eğilimlere göre farlılıklar
gösterir.
Akıl somut olarak ölçülemez, zeka
IQ denilen testle ölçülebilir.

Tuesday, 23. November 2004

Neden evlilik yüzügü yüzük parmagina takilir biliyormuydunuz?

Yaşamınız boyunca lazım olur mu bilmem ama aklınızda
bulunsun...
evlilik yüzüğü neden hep aynı parmağımızdadır yani neden işaret parmağı baş parmak ya da serçe parmak değil de neden yüzük parmağı...
evlilik yüzüğünü ilk defa eski mısır prensesi nefertiti
takmıştır...
o yıllardaki tıbbın ne kadar ilerde olduğu ayrı bir tartışma konusudur ama yüzyıllar sonra anlaşılmıştır ki direk kalbe giden tek damar evlilik yüzüğünü taktığımız parmaktadır..
başka hiçbir parmağımızdan direk kalbe giden bir damar yoktur.

Wednesday, 20. October 2004

Çin Atasözü

BIR GüN MUTLU OLMAK ISTIYORSAN : IÇKI IÇ.
BIR HAFTA MUTLU OLMAK ISTIYORSAN : TATILE ÇIK.
BIR AY MUTLU OLMAK ISTIYORSAN : EVLEN.
BIR öMüR BOYU MUTLU OLMAK ISTIYORSAN : TOPRAKLA UGRAŞ.
BIR öMüR BOYU MUTSUZ OLMAK ISTIYORSAN : INSANLA UGRAŞ.

Tuesday, 5. October 2004

Gerçek dost senin şarkını söyleyendir

Bir Afrika kabilesinde, hamile kalan kadınlar arkadaşlarını
toplayıp doğaya gider, ve doğacak çocuğun şarkısını duyana
dek meditasyon yapıp dua ederler.

Bu kabileye göre, her ruhun kendine öz ses vibrasyonları
vardır. Kadınlar bu seslere kulak verdiklerinde, hep birlikte
yüksek sesle seslendirirler.

Sonra da kabileye dönüp şarkıyı herkese öğretirler.

Çocuk doğduğunda, tüm kabile toplanarak ona şarkısını söyler.
Çocuğun sonraki önemli dönemlerinde, aynı şarkı okunur.

ölüm döşeğinde de aynı şarkı söylenir.

Aslında hepimizin içinde bir şarkı olduğunu biliriz ve
sevdiklerimizin zor zamanlarımızda bunu farketmelerini ve
bize söylemeye yardımcı olmalarını arzu ederiz.
Bu şarkı, Afrika kabilesinde farklı bir zamanda da söylenir.

Bir insan kabul edilmez bir cürüm işlediğinde, kabile toplanır
ve ona şarkısını söyler.
Çünkü bu kabileye göre, antisosyal davranışlar ceza ile
düzeltilemez : sevgiyle ve kimliğin hatırlanmasıyla
çözülebilir.

Kendi şarkını duyduğun zaman, bir başkasına zarar verecek
davranışlarda bulunma isteğine ihtiyaç kalmaz.

Gerçek dost, senin şarkını duyan ve ihtiyacın olduğunda sana
tekrarlayandır.

(sanem 05.10.04)

Monday, 27. October 2003

Sarı Öküzün Öyküsü

Eski zamanlarin birinde bir otlakta öküz sürüsü yasarmis. Yasarmis yasamalarina ama civardaki aslanlar bir türlü rahat birakmazmis onlari.

Hemen her gün saldirirlarmis bu sürüye. Öküz dedigin öyle yabana atilir bir hayvan degil ki, bir araya toplandilar mu kolayca defetmesini bilirlermis o koca aslanlari. Gerçi bir iki siyrik alirlarmis ama... Yine de boyun egmezlermis aslanlarin zorbaligina.

Gün geçtikçe aslanlari almis bir kaygi. Ancak tavsan, fare gibi küçük hayvanciklarla beslenir olmuslar. Gitgide güçten düsmüsler. Eee, aslan bu,hiç fareyle doyar mi?

- 'Herhalde bize bu otlagi terk etmek düsüyor' demis aslanlardan birisi.

- 'Evet' diye tasdik etmis digerleri.

Nereye gideriz diye düsünürlerken 'bir dakika' diye bir ses duymuslar gerilerden. Herkes dönüp bakmis sesin geldigi tarafa. Sürünün en çelimsiz, ama kurnaz mi kurnaz bir ferdi olan Topal Aslan'mis söze atilan.

- 'Hayir' demis, 'hiç bir yere gitmiyoruz. Siz bana birakin, ben hallederim bu isi.'

Inanmamis kimse ona ama haydi bir sans verelim ne çikar diye düsünmüsler. O da almis yanina bir iki aslan gitmis öküzlerin yanina. Beyaz bayrak çekmeyi de unutmamis. Öküzlerin lideri olan Boz Öküz basta olmak üzere bes irikiyim öküz yaklasmis onlara. Sormuslar ne istediklerini.

Topal aslan baslamis konusmaya. Bir yandan da Boz Öküz'ün sivri ve kocaman boynuzlarina bakip ürperiyormus.

- 'Saygideger öküz efendiler' diye baslamis lafa. 'Bugün buraya sizden özür dilemek için geldik. Biliyorum sizleri çok defa incittik, kimbilir kaçinizda su pençemin izi vardir. Ama inaniniz bunlarin hiç birini isteyerek yapmadik. Biliniz ki biz aslanlar barrisçi bir milletiz.Hele öküzlerle hiç bir alip vermedigimiz olamaz. Ancak evet size defaatla saldirdik, ama niye biliyor musunuz? Hep o sizin aranizdaki Sari Öküz yüzünden. Onun rengi öyle sizinkiler gibi degil ki. Gözümüzü kamastiriyor, aklimizi basimizdan aliyor. Onu gördük mü ne kadar barissever oldugumuzu unutup size saldiriyoruz, ve sürünüze zarar veriyoruz. Yoksa bizim sizinle hiç bir alip veremedigimiz yok. Onun yüzünden hepiniz zarar görüyorsunuz. Bir türlü hayatinizdan emin rahat rahat otlayamiyorsunuz, belki geceleri bile bizim kükrememiz sizin uykunuzu kaçiriyor. Bunlarin hepsi Sari Öküz'ün suçu. Verin onu bize,siz kurtulun, biz de baris içinde yasayalsm' demis.

Boz Öküz, diger önde gelenlerle görüsmek üzere geri çekilmis. Hepsi de sicak bakmislar bu teklife. Bir tek yasli Benekli Öküz olmaz demis ama kimseye dinletememis sesini. Zavalli Sari Öküz kurban edilmis aslanlara.

Hepsi birden saldirmislar zavalli öküzün üzerine. Bir ikisini firlatmis üstünden ama bitkin düsmüs az sonra. Çirpinmis, haykirmis, yardim istemis, yalvarmis, ama yokmus onu isiten. Digerleri üzülmüsler üzülmesine ama elden ne gelir ki. Bütün sürünün selameti için bir öküz..., gerekliymis bu.

Gerçekten de günlerce sürüye hiç bir saldiran olmamis. Huzur içinde geçer olmus günleri. Ama aslan milleti bu, ne kadar sabreder ki. Hele öküz etinin tadini aldiktan sonra. Aciktik demisler Topal Aslan'a daha bir kaç hafta bile geçmemisken. O da yine almis yanina bir kaçini, bir defa daha gitmis Boz Öküz'ün yanina.

- 'Selam' diye girmis söze. ' Gördünüz ya biz aslanlar ne denli uysal milletiz. Dogru karariniz için sizi bir daha kutlamak isterim. Siz de huzur içindesiniz, biz de. Ne mutlu. Yalniz buraya bunlari söylemek için gelmedim. Büyük bir problemimiz var.'

- 'Nedir?' demis Boz Öküz merakla..

- 'Su sizin Uzun Kuyruk' demis Topal Aslan. Öyle uzun bir kuyrugu var ki nereden baksak görünüyor. O kuyrugunu salladikça bizim de aklimiz basimizdan gidiyor. Gözümüz dönüyor, sürüye saldirmamak için kendimizi zor tutuyoruz. Halbuki siz öyle mi ya, hepiniz normal kuyruklusunuz. Bir onun suçu yüzünden korkarim hepiniz zarar göreceksiniz. Gelin verin onu bize bu mevzuyu burada kapatalim. Eskisi gibi baris ve sevgi içinde iki taraf da hayatini sürdürsün. Boz Öküz yine istisare yapmis sürünün ululariyla. Yine sadece Benekli Öküz olmus karsi çikan. Hepsi de verelim gitsin demisler. Istisare daha da kisa sürmüs bu defa.Dislamislar Uzun Kuyruk'u sürüden. Saatler sürmüs zavallinin çirpinislari ama sonunda o da yenik düsmüs aslanlara.

Tekrar tekrar yinelenmis bu olanlar. Her geçen gün daha da semirmis aslanlar. Alabildigince güçlenmisler. Öküzlerse her geçen gün daha da zayiflamislar, seyreldikçe seyrelmisler. Aslanlar küstahlastskça küstahlasiyorlarmis. Artik bir sebeb bile söyleme geregi duymuyorlarmis.

'Verin bize su öküzü yoksa karismayiz' derlermis sadece. Zavalli öküzlerin hayir diyebilecek güçleri kalmamis. Hepsi birer birer can veriyorlarmis aslanlarin pençesinde. Boz Öküz de aralarinda olmak üzere bir kaçi kalmis en sona. Ne oldu bize, ne zaman kaybettik bu harbi aslanlara karsi, oysa ne kadar da güçlüydük? diye sormus biri Boz Öküz'e.

- 'Biz' demis Boz Öküz gözleri nemli ve sesi pismanlikla titreyerek 'Sari Öküzü verdigimiz gün kaybettik bu harbi...'


(zehni 27.10.03)

Ara

 

Vesaire

Ç ç Ğ ğ İ ı Ö ö Ş ş Ü ü

»» Türk Harfleri Çevirmeni

»» Bize Ulaşın
»» RSS:Başlıklar

Arşiv

April 2025
Sun
Mon
Tue
Wed
Thu
Fri
Sat
 
 
 1 
 2 
 3 
 4 
 5 
 6 
 7 
 8 
 9 
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
 
 
 
 
 
 

Sıcağı sıcağına

https://static.twoday.net/ yilmaz/images/DX07N_4UMAAC zhh.jpg
https://static.twoday.net/ yilmaz/images/DX07N_4UMAAC zhh.jpg
zehni - 9. Mar, 17:18
von Blogger zu Blogger
Würdest Du mir ein Interview geben? Ich schreibe unter...
ChristopherAG - 5. May, 01:06
Su akıyor ve ben gidiyorum...
Sonra fark ettim ki Su akıyor rüzgar esiyor Yağmur...
zehni - 15. Apr, 13:42
Sana..
Haddeden geçmiş nezâket yâl ü bâl olmuş sana Mey süzülmüş...
zehni - 15. Apr, 13:32
Görenlere Aşk ola
Asik olan ummana düser vay vay vay Hayvan gelir insan...
zehni - 25. Dec, 16:15
İnek nasıl kaşınır?..
İNEĞİN köydeki Atatürk büstüne sürünmesi ve büstü devirip...
zehni - 26. May, 20:22
Takvimlerden haberin...
GECELER DÜŞMAN Söz - Beste : Adnan Ergil Takvimlerden...
zehni - 26. May, 20:19
DİNİ YİRMİ KURUŞA SATMAYANLAR
Londra'daki caminin yeni imamı şehre gitmek için hep...
zehni - 10. Apr, 12:48
UPANİŞADLAR
İnsanlığın en eski felsefe eserleri. 4000 yıl önce,...
zehni - 17. Mar, 18:20
YEM BORUSU
Görmüyoruz sanmayın içyüzünü işlerin, O doğru duruşların...
zehni - 14. Mar, 13:02

Users Status

You are not logged in.

Durum

Online for 7487 days
Last update: 15. Jul, 02:03

turkey




Get Firefox!
Get Thunderbird!

CiDDi CiDDi
FUCKUELTE HAYVANI
gayriciddi
KOESHEM
OKUMUSH CHOCUK
SHARKI ve SHIIR
ya$ayarak
Profil
Logout
Subscribe Weblog