Bir yerde dahi Fransa'da anarşist cem‘iyyetleri mukaddemleri pek küçük iken bi'l-âhire tevessü‘ ederek binyediyüzseksendokuz ve binsekizyüzkırksekiz ve nihâyet binsekizyüzyetmişbir seneleri ihtilâllerini meydana getirip çâr-aktâr-ı cihâna velvele-endâz-ı dehşet oldukları nazar-ı dikkate alınır ise şimdi Anadolu'daki ihtilâl ve daha doğrusu anarşist tarafdarlarının kılleti ihdâs-ı şûrişe mâni‘ olamayacağı ve anarşist fikri hemen her memleketde intişâr etmiş olduğundan, o yolda bir hareket vukû‘unda her tarafdan mu‘âvenet görüleceği cihetle cem‘iyyet-i fesâdiyye az zamanda kesb-i cesâmet edeceği ve binâ-berîn genç anarşistlerinin îcâb eden yerlerde icrâ-yı pend ve nasîhat ile tohum-efşân-ı fesâd olması lâzım geleceği dermiyân olunmuşdur
zehni - 13. Mar, 22:36
Kentleşmeyle çok yakından ilgili bir sorun.
Yerlerinden yurtlarından kopup kentlere gelenler burada yeni bir kültür oluşturuyorlar.
Bu kişiler, bizim anladığımız anlamda ne işçidirler ne köylü ne de aydın. Büyük kalabalıklar oluşturuyorlar. Adeta yeni bir sınıf gibi.
Bu kitleler yeni bir müzik arıyor, kendilerine uygun bir müzik. Müzik'te alıcısına göre biçimleniyor. Arabesk bu oluşum içinde ortaya çıkıyor.
Gerçekte ne türkü ne de şarkı bu ezgiler, ama hem klasik türk müziğinin hem de halk müziğinin öğelerinden yararlanıyor. Ancak ikisininde yozlaşması olarak ortaya çıkıyor (beliriyor).
Arabesk ezgilerinin ana teması kadercilik. obür yandan yabancı etkilerde taşıyor; arap müziğinin orkestrasyonu, melodileri bu müziği biçimlendiriyor.
Belki burada bu kitlelerin batıdan çok doğulu bir kültüre yönelmek istemelerinin de rolü vardır.
Arabesklik toplumumuzda ve geleneklerimizde var.
prometheus - 13. Mar, 22:00