pen36 header icon36

Sunday, 16. January 2005

CEVAP NUMARA DÖRT

Onlar istiyorlar ki
çift ağızlı baltalarıyla
yuvarlansın kafalarımız önüne yarın -
o kara gömlekleri beyaz kordonlu
golf pantolonlu
kadroların..
KARDEŞLER!
Onlara sokakta rastlarsanız eğer
ölümü görmüş gibi çevirin başınızı.
Kirpiksiz sarı gözler gözünüze bakarken
arkadan sırtınıza bir
bıçak girebilir...
Onlar istiyorlar ki
kara toprağın kalbi durana kadar
biz pazarda kelepir bir mal gibi satalım
kafamızın ışığını, gücünü kolumuzun..
Kadınlarımızı karşılarında oynatalım.
Ve dumanlanmağa başlayınca
gözümüzün bakışı,
yavaşlayınca
damarlarımızda kanın akışı
karaya vurmuş balıklar gibi
köprü altlarında yatalım..
KARDEŞLER!
Onlara elleriniz dokunmuşsa eğer
yedi tas su dökün ellerinize.
Yırtarak bayramlık gömleğimi ben
peşkir yaparım size...
Biz
ayrı dillerde aynı şarkıyı okuyanlar,
Biz
aynı yastıkta yatar gibi
toprağa başlarını yan yana koyanlar,
Biz,
yüzümüzün derisi koyu açık yanmış diye,
saçlarımız ayrı ayrı boyanmış diye
barsaklarımızı birbirimizin avucuna dökerek
birbirimizin gırtlağını dişimizle sökerek
gebereceğiz...
Ve kadrolar
parlatarak
kara gömleklerinin beyaz kordonlarını
gömecekler kadife koltuklara
golf pantolonlarını...
KARDEŞLER!
Onların adına benziyorsa adınız eğer
adınızı değiştirin.
Vebanın girdiği kapıdan girin
onların evine atmayın ayak....
Onlar istiyorlar ki
çift ağızlı baltalarıyla
yuvarlansın kafalarımız önüne yarın -
o kara gömlekleri beyaz kordonlu
golf pantolonlu
kadroların......
Nazim Hikmet

İLKÇAĞ - FELSEFE ve TRAGEDYA - III.BÖLÜM : EURUPİDES

III.BÖLÜM : EURUPİDES

Hayatı ve Eserleri

Euripides, İ.Ö.480 (485) yılında Phyle'de dünyaya gelmiştir. Mütevazi bir aileden gelmektedir. Gençliğinde bir dans loncasının sakiliğini yapmış, 18 yaşında ephepus'luğa atanarak iki yıl askerlik yapmıştır. Dönemin sofist felsefesi doğrultusunda; Pratagoras, Anaksagoras ve Prodikos'un yanında eğitim görmüş, Sokrates'in derin etkisinde kalmıştır. 100'e yakın oyun yazdığı sanılmaktadır, ancak bunlardan 17'si bize ulaşabilmiştir.

438'de oynanan ALKESTİS, yarışmada ikincilik kazanmış bir üçlemenin parçasıdır. Burada, kral Admetos Apollon'dan bir kehanet işitir. Kehanete göre, birisi kendisi için ölürse Admetos ölümden kurtulacaktır. Admetos'u annesiyle babası onun yerine ölmeyi kabul etmezler; ancak karısı Alkestis, ölmeyi kabul eder ve ölüme gitmeden önce duygulu bir konuşma yapar. Bunun üzerine kadına acıyan Herakles, onu Hades'den alarak tekrar kocasının yanına getirir.

431'de oynanan MEDEIA ise üçüncülük almıştır. Bir üçlemenin ilk oyunudur. Iason, karısı Medeia'yı terkedip Korinthos kralının kızı Glauke ile evlenmek istemektedir. Çünkü Medeia bir yabancıdır ve resmi bir evlilik değildir bu. İason, resmi varisler istemektedir kendine. Medeia, hem kıskançlık ve intikam duygularıyla, hem Glauke 'yi hem de çocuklarını öldürür sonunda.

Euripides'in HİPPOLYTOS oyunu 428'de oynamış ve birinciliği elde etmiştir. Oyunun konusu şöyle: Atina kralı Theseus'un karısı Phaidra, üvey oğlu Hippolytos'a aşık olur. Fakat Hippolytos sevgisine karşılık vermeyince kendisini öldürür. Ölmeden önce de kocasına bir mektup bırakarak delikanlıya iftirada bulunur. Bunun üzerine Theseus oğluna lanetler savurur; deniz tanrısı Posedion'dan intikamını alması için ricada bulunur. Posedion da deniz canavarını göndererek, Hippolytos'un atını ürkütür. Delikanlı yere düşer, yaralanır. Bu olay üzerine Arthemis bütün gerçeği Theseus'a anlatır; Theseus oğlundan af diler. Ölmek üzere olan delikanlı son nefesini vermeden önce babasını bağışladığını söyler.

HEKABE oyununda Euripides, iki evladını birden yitiren Hekabe'nin acılarını işler.

ANDROMAKHE'de de yine kadın sorunları vardır. Troya savaşından sonra, Akhilleus'un oğlu Neoptolemos'un esiri olan Andromakhe'nin ondan Molossos adında bir çocuğu olur. Çocuğu olmadığı için onları kıskanan Neoptolemos'un karısı Hermione, onları öldürmek ister. Ancak duruma Akhilleus'un babası Peleus mani olur. Hermione, kocasının öfkesinden korkarak, eski nişanlısı Orestes ile birlikte kaçar. Daha sonra Orestes'in Neoptolemos'u öldürdüğü haber alınır.

HERAKLEİDAİ (HERAKLESOĞULLARI) Herakles'in dostu İolaos ve onun çocuklarının, Eurystheus tarafından kovalanmasını işlemektedir. İolaos ve çocukları Atina'da Zeus tapınağına sığınırlar. Eurystheus bunun üzerine Atina kralından onları kendisine teslim etmesini ister. Kral olumsuz cevap verince savaş başlar. Atinalılara, soylu bir kız kurban edilmezse savaşın kaybedileceğine dair bir kehanet gelir. Herakles'in kızı Makaria bunu kabul eder ve kendini kurban olarak sunar. Böylece savaş kazanılır ve Eurystheus esir edilir.

HİKEDİKES (YALVARICILAR)'da yine Thebai mitinin bir başka versiyonu vardır. Thebaililer, Polineikes ile birlikte savaşmış olan Argos şeflerinin cesedlerini gömmek istemez. Bunun üzerine bu şeflerin anneleri Atina kralı Theseus'tan yardım isterler. Theseus, Thebailileri yener ve ölülerin gömülmesini sağlar.

TROADES (TROYALI KADINLAR) 415 yılında oynanmıştır. Troya'nın alınışını konu alır. Troya kadınlarının kazananlar arasında paylaşılması, Polyskene'nin kurban edilişi ve Troya yangını gibi sahneler vardır.

ELEKTRA oyunu, Aiskhylos'un Khoephoroi ve Sophokles'in Elektra'sıyla aynı konuyu işlemiştir. Yalnız burada bazı değişiklikler yapmıştır Euripides. Daha ilk sahnede Elektra'nın bir çiftçi ile evlendirildiğini öğreniriz. Elektra hala babası için yas tutmaktadır. Bu arada Argos'dan geri dönen Orestes, arkadaşı Pylades ile birlikte Orestes'den haber getirdiklerini söyleyerek Elektra'nın evine gelirler. İki kardeşin dadılığını yapmış olan yaşlı adam Orestes'i tanır. İki kardeş birbirlerine kavuşmanın sevincini yaşadıktan sonra Aigistos ve Klytaimnestra'yı öldürme kararı alırlar. Orestes başlangıçta annesini öldürmekte tereddüt etse de bunun tanrıların bir emri olduğunu düşünerek emre itaat eder.

HELENE oyununda Euripides, bilinen Helene efsanesini değişik bir biçimde ele almıştır. Helene aslında hiçbir zaman Troya'ya gitmemiştir.Paris Helene'yi kaçırdığını sanarak aslında onun bir hayalini Troya'ya götürmüştür. Oysa Helene bu sırada Mısır' da yaşamaktadır. Menelaos Troya'dan dönerken fırtınaya tutulan gemisi zorunlu olarak Mısır'a çıkınca Helene ile karşılaşır ve gerçeği anlar.

HERAKLES MAİNOMENES(ÇILGIN HERAKLES) de Herakles Kerberos'u (Hades'in bekçi köpeği) alıp getirmek için Hades'e indiğinde uzun bir süre geri dönemez. Bu arada Lykos adında biri, Herakles'in karısı Megara'nın babası Kreon'u tahttan indirerek öldürür ve Herakles'in ailesini öldürmek ister. Fakat Herakles geri dönerek Lykos'u öldürür. Herşeyin çözüldüğü bir anda Hera Herakles'e bir çılgınlık nöbeti geçirtir. Herakles nöbet sırasında bilmeden ailesini öldürür. Kendine geldiğinde ölmek ister, fakat Theseus buna mani olur. Böylece Herakles günahlarından arınmak için Atina'ya gider.

İON, yaklaşık 413'de yazılmıştır. İon, Apollon ile Atina kralının kızı Kreousa'nın oğludur. Doğduğu zaman Akrapolis'e bırakılmış, Hermes de onu Delphoi tapınağına götürmüştür. İon, tapınağın hizmetinde çalışmaya başlar. Bu arada Kreousa ile Ksythos evlenirler ve çocukları olmadığı için Delphoi tapınağına kehanet danışmaya giderler. Apollon kehanet olarak ilk karşılaştıkları çocuğu evlat olarak almalarını söyler. İlk çıkan İon olur; fakat Kreousa;İon'u, kocasının gayrimeşru oğlu olduğunu düşünerek öldürmek ister; fakat sonunda kendi çocuğu olduğunu anlar.

IPHİGENİA HE EN TAUROİS (İPHİGENİA TAURİS'DE) oyunu Euripides'in yine bir efsaneyi değişikliğe uğrattığı bir tragedyadır. Burada İphigenia, Troya savaşına çıkmadan önce Agamemnon tarafından kurban edilecekken,tanrıça Arthemis onu kurtarmış ve Akhalar İphigenia'yı kurban ettiklerini sanarak bir geyiği kurban etmişlerdir. Arthemis İphigenia'yı Tauris'e getirir. Burada kendi tapınağının rahibesi yapar onu. Bu sırada Orestes ve arkadaşı Pylades tesadüfen Tauris kıyılarına çıkarlar ve İphigenia ile karşılaşırlar. Orestes, İphigenia'yı da yanına alarak Argos'a döner.

ORESTES'de annelerini öldüren iki kardeş ölüme mahkum edilmişlerdir. Bunun üzerine Orestes ve Elektra amcaları Meneleos'un himayesini isterler. Durumdan çekinen Meneleos bunu kabul etmez. İki kardeş de böylece, herşeye sebep olmuş olan Helene'yi öldürmek isterler. Ancak Helene'yi bulamayınca, Meneleos'un kızı Hemione'yi öldürmeye karar verirler. Sonunda (deux ex maschina) Apollon gelerek oyunu çözüme kavuşturur.

İPGİGENİA AULİS'TE oyunu İpgigenia'nın kurban edilişinin öyküsüdür. İphigenia Tauris'te oyununun konu olarak öncülüdür.

Euipides'in son oyunu olan BAKKHALAR'da, Dionysos dinine karşı olan kral Pentheus'un Bakhalar tarafından öldürülmesi işlenir.

Dil ve Üslup

Euripides'in dili konuşma diline yakın olacak biçimde sadedir. Ancak şair, günlük dilden aldığı kelimeleri sanatlı bir biçimde işlemesini bilmiştir.

Üslubu açık, zarif ve akıcıdır. Tartışmalarda ve duyguların ifadesinde son derece esnektir. Fakat yine de Aiskhylos ve Sophokles kadar güçlü olamamıştır.

Euripides'de Konular

Atina demokrasinin içine düştüğü çelişkili bunalımın iyice ortaya çıktığı bir dönemde oyunlarını yazan Euripides, tragedyalarında genellikle din, adalet ve ahlak anlayışlarını sorgulamaktadır. Tanrısal düzenin yerini paranın alması, ataerkil sistemle birlikte kadının ezilmesi, hukuk düzenindeki çelişkiler, köleci eşitsizliğin derinleşmesi, savaşlar yüzünden ortaya çıkan yabancı düşmanlığı, Euripides'in genelde işlediği konulardır. Euripides'in tragedyaları; törelere, söylencelere ve tanrılara karşı eleştirel bir bakışaçısı getirerek, belli bir söylence örgüsü içinde gerçek yaşamı ve insanı kuşkulu bir biçimde sorgular.

Euripides bir Sokratesçi miydi?

İlk başta Euripides'in, Sophokles'in çağdaşı olmasına rağmen ondan farklı olduğunu söylememiz gerekir. Sophokles, daha önce de söylediğimiz gibi aristokratik geleneğe bağlı bir şairdi. Oysa ki Euripides, mütevazi bir aileden geliyordu ve toplumla olan ilişkisinin etkin bir biçimde bilincindeydi. Onun, Sophokles gibi sorunun farkında olup bunları açığa sermekten başka, bir de korkuları vardı: Küçük yaşlardan beri yetiştirildiği özgürlük ve eşitlik gibi demokratik fikirlerin, gerçeğin (yaşamın) içinde zedelenmesi onu rahatsız ediyordu. Devlet dininin, tapınanlar arasında gittikçe artan çıkar bölünmeleri sonucu çöküşünü gördü; demokrasi adına girişilen emperyalist saldırıların yıldırıcı etkisini gördü; özgür insanla köle, kadınla erkek arasındaki ayrımın alışılagelmişliğine meydan okudu.

İON adlı oyununda, Delphoi rahipliğinin, kitleler üzerindeki egemenliğini sürdürdüğü vicdansızca düzenbazlığını acı bir dille ortaya koydu. Oyunda, rahipler tarafından bilinen gerçek bir kehanetmiş gibi Kreousa'ya yutturulmaya çalışılmıştı.

Çılgın Herakles oyununda; adam öldürmenin günahının bir arınma ritüeliyle çözüm bulamayacağını göstermek istiyordu. Onun söylemek istediği ahlaki sorumluluğun gerekliliğiydi.

Protagaras ve Prodikos gibi sofist öğretinin kurucularından dersler alması, onu sürekli sorgulayıcılığa ve sonunda, Sokrates'le kurduğu dostlukla birlikte kavramsal akılcılığa ulaşmasını sağlayan etkenler oldu. Bu sorgulayan akılcılığın bir belirtisi olarak, Hippolytos oyununu gösterebiliriz. Euripides burada Orfeci aşk kavramının birleştiriciliğini açıkca hiçe sayar. Aşk, Hippolytos ile Phaidra'yı birleştirmemiş aksine bir ailenin parçalanmasıyla son bulmuştur.

Daha iyi bir örnek ise Elekra'dan verilebilir. Elektra oyununa getirdikleri, hem onun nasıl bir akılcı olduğunu anlamamıza ve hem de diğer büyük tragedya yazarlarından hangi yönlerde ayrıldığını bulmamıza yarayacaktır. Bu üç şaiirin Elektra'ları karşılaştırıldığında, kişilerin etkisi altında oldukları dünya görüşleri belirgin bir biçimde ortaya çıkmaktadır.

Aiskhylos'un metninde, üçüncü oyuna geldiğimizde ilk olarak şu soru aklımıza takılır: Elektra'ya ne oldu? Gerçekten de Elektra, Sunu Taşıyanlar oyunu biter bitmez tragedyadan silinir. Son oyunda Orestes yalnız kalır. Bunun sebebi Aiskhylos'un, Apollon'un emirlerinin ulaştığı noktayı bize göstermek istemesinde yatmaktadır. Aiskhylos'un ilgilendiği nokta; Orestes'in bu cinayeti tanrıların emriyle yerine getirdiğidir ve son oyunda da bunun sonuçları üzerine kafa yorar. Bizim sorduğumuz soruyu (Elektra'ya ne oldu?) büyük bir ihtimalle Sophokles de sormuştu. Ama o buna başka bir cevap verdi. Onu, tanrıların kehanetleri ya da emirleri ilgilendirmiyordu. Klytaimnestra'nın öldürülmesi -ya da intikamın alınması- olayı tamamiyle Orestes'in yetiştirilme koşullarına indirgenmiştir. Onu, Aigisthos'un gazabından kaçırarak yetiştiren, yetişkin hale gelinceye kadar da sürekli olarak, ona babasının intikamını almasını söyleyen bir Mürebbi vardır. Hatta bu yaşlı adam, bütün intikam planlarını bizzat kendi kurmakta ve uygulanmasında birincil derecede önayak olmaktadır. Aslında Mürebbi olmasa, intikam isteğinin bir fiyaskoyla sonuçlanacağı da söylenebilir. Orestes cinayeti işlerken daha bir kararlıdır Sophokles'te. Ve Elektra oyunu Aigisthos'un öldürüleceği sahneyle son bulur. Orestes'e de Elektra'ya da bundan sonra ne olacağı tamamiyle seyirciye bırakılmıştır.

Oysa ki Euripides-Elektra'da Orestes'in yanında yalnızca Pylades vardır ve Pylades, oyun boyunca tek bir kelime bile kullanmaz. Orestes, Aiskylos'da olduğu gibi yine Apollon'un emri üzerine gelmiştir ve bu yüzden de bir an tereddüt eder. Oyunun sonunda Dioskur'ları görürüz. Bu tanrımsı varlıklar Orestes'e, bundan sonra ne yapması gerektiğini açıklarlar; hatta bununla da kalmayıp Orestes'e, gideceği mahkemede kesinlikle aklanacağını; çünkü suçun aslında Apollon'da olduğunu söylerler. Elektra'nın da Pylades'le evlenmesini önerirler -emrederler-.

Euripides'in Elektra'sı daha çok kişiler üzerinde yoğunlaşmaktadır. Kişilerin oyundaki durumları (Elektra'nın, tahta varis olabilecek bir çocuk doğurmaması için Rençber'le evlendirilmesi, Aigisthos'un Orestes'in başına para koyması..vb.) gerçeğe daha yakın gibi görünmektedir bizlere. Euripides'te anagnorisis olayı bile akılcılıktan nasibini almıştır. Altta örneğini vereceğim -anagnorisis ile alay edilen- konuşmalar; Sokrates'in maieutike yönteminin dramada kullanılışına güzel bir örnektir:

İHTİYAR: elindeki saç tutamlarını göstererek (...)belki kardeşin gelmiş ve babasının sefil mezarına bu hürmeti yapmıştır. Bu saçları başına yaklaştır ve kesilmiş büklümle senin saçlarının renkleri bir olup olmadığına bak. Çünkü çok defa aynı soydan gelmiş evlatların vucutları birbirlerine benzer.

ELEKRA: (...)biri erkek asaletin meşgul olduğu idmanlarda büyüyen, diğeri tarak altında yumuşayan iki saç arasında müşterek ne olabilir ki? Hayır mukayese imkansızdır. Aynı kandan olmayan insanlar arasında aynı renkte saçlar çok defa bulunur.

İHTİYAR: Yavrum, git oraya, ayağını ayakkabısıyla bırakmış olduğu izlerle ölç ve ayağın aynı büyüklükte değil midir gör.

ELEKTRA: Kayalık yerde nasıl ayak izi olur? Ve bu olsa bile, kardeş iki çocuğun ayakları aynı büyüklükte olmaz. Erkeğin ayağı daha kuvvetlidir.

İHTİYAR: Kardeşin burda olsa, kendisini ölümden kurtardığım gün sırtında olan kendi elinle dokuduğun bir mantoyu şimdi tanıyamaz mısın?

ELEKTRA: Orestes'in kaçtığı zaman ne kadar küçük olduğunu bilmiyor musun? Sonra kendisi için dokuduğum bu çocuk elbisesini, vucutlarla beraber elbiseler de büyümemek şartıyla, şimdi nasıl taşıyabilir?
.............
Son bir ekleme yapmak gerekirse; Euripides, zamanının akılcıları gibi, toplumdaki kötülüklerin kökeninin, bilgisizlikte ve aydınlanmamışlıkta değil bir çıkar çatışmasında olduğunu görememiş, bu yüzden de -tıpkı Sokrates gibi- insanları akla ve mantığa çağırmakla toplumdaki sorunların düzelebileceğine inanmıştır.



İLKÇAĞ - FELSEFE ve TRAGEDYA
I.BÖLÜM: MİTOS’DAN LOGOS’A GEÇİŞ
II.BÖLÜM: İLK ÇAĞ YUNAN FELSEFESİ
III.BÖLÜM : AİSKYLOS
(<<) III.BÖLÜM : SOPHOKLES
(=) III.BÖLÜM : EURUPİDES

Ara

 

Vesaire

Ç ç Ğ ğ İ ı Ö ö Ş ş Ü ü

»» Türk Harfleri Çevirmeni

»» Bize Ulaşın
»» RSS:Başlıklar

Arşiv

January 2005
Sun
Mon
Tue
Wed
Thu
Fri
Sat
 
 
 
 
 
 
 5 
 6 
 
 
 
 
 
 

Sıcağı sıcağına

https://static.twoday.net/ yilmaz/images/DX07N_4UMAAC zhh.jpg
https://static.twoday.net/ yilmaz/images/DX07N_4UMAAC zhh.jpg
zehni - 9. Mar, 17:18
von Blogger zu Blogger
Würdest Du mir ein Interview geben? Ich schreibe unter...
ChristopherAG - 5. May, 01:06
Su akıyor ve ben gidiyorum...
Sonra fark ettim ki Su akıyor rüzgar esiyor Yağmur...
zehni - 15. Apr, 13:42
Sana..
Haddeden geçmiş nezâket yâl ü bâl olmuş sana Mey süzülmüş...
zehni - 15. Apr, 13:32
Görenlere Aşk ola
Asik olan ummana düser vay vay vay Hayvan gelir insan...
zehni - 25. Dec, 16:15
İnek nasıl kaşınır?..
İNEĞİN köydeki Atatürk büstüne sürünmesi ve büstü devirip...
zehni - 26. May, 20:22
Takvimlerden haberin...
GECELER DÜŞMAN Söz - Beste : Adnan Ergil Takvimlerden...
zehni - 26. May, 20:19
DİNİ YİRMİ KURUŞA SATMAYANLAR
Londra'daki caminin yeni imamı şehre gitmek için hep...
zehni - 10. Apr, 12:48
UPANİŞADLAR
İnsanlığın en eski felsefe eserleri. 4000 yıl önce,...
zehni - 17. Mar, 18:20
YEM BORUSU
Görmüyoruz sanmayın içyüzünü işlerin, O doğru duruşların...
zehni - 14. Mar, 13:02

Users Status

You are not logged in.

Durum

Online for 7146 days
Last update: 15. Jul, 02:03

turkey




Get Firefox!
Get Thunderbird!

CiDDi CiDDi
FUCKUELTE HAYVANI
gayriciddi
KOESHEM
OKUMUSH CHOCUK
SHARKI ve SHIIR
ya$ayarak
Profil
Logout
Subscribe Weblog